
Nazım ALPMAN
[email protected]
İstanbul Valisi Muammer Güler, aldığı “1 Mayıs önlemleriyle” tarihe geçmeyi hak etmiş büyük bir devlet adamıdır.
Değerli Vali büyük bir kentin, sakin serinkanlı yöneticilerine takla attıracak yöntemleriyle iz bırakanlar arasındaki müstesna yerini alacaktır.
Büyük yöneticiler, olasılıklar karşısında ilerisini görerek önlemler alırlar. Güler ise olayların “gerisini” de görme yeteneği kazanmış olduğunu gösterdi!
Taksim’deki toplantı için Anadolu yakasında Altunizade’de trafiği kesti!..
Kısa boylu büyük vali, insanlık hali sergiledi.
İstanbul’un Anadolu yakası ile Rumeli yakası arasındaki bütün bağlantıları kopardı.
Böylece bütün İstanbulluları potansiyel 1 Mayıs eylemcisi olarak değerlendirdi. Ki, bu da çok yerinde bir önlemdi.
Zaten 1 Mayıs emekçilerin bayramı olduğu için bütün dünyada tatil günü olarak kutlanıyor.
Vali Güler, işçi, memur, işadamı, doktor, işveren, selam veren herkese tatil yaptırmış oldu.
Güler’i, televizyonlara nefes nefese açıklamalar yaparken dinledim. Vali “kamu düzeni” diyordu:
-Biz bunu sağlamak zorundayız!
Vali’nin farkı işte buradaydı. İnsanlara çile çektirerek toplumun huzuru sağlamaya çalışıyordu.
Ama insanlar nankör olduğu için bu iyiliğin değerini bilemiyorlardı.
Belki de icraat hızına uygun yüksek diksiyonlu konuşma temposu kendisini anlatmada sıkıntılar yaratıyordu.
O anlatıyor, ama kimse anlamıyordu!..
Valinin yüksek yetkileri vardı, bunları kullanmayacaksa Valililiğin ne anlamı vardı?
Eğer isteseydi Gebze ve Silivri’den itibaren yolları kesebilirdi. Bütün kentin hayatını kaydırabilirdi.
Bazı İstanbullular bu hakkını teslim ettiler:
-Zaten yaptı!
Valinin değerini taktir edemeyen kötü niyetli İstanbullular
Niyazi Akı, Namık Kemal Şentürk, Nevzat Ayaz, Cahit Bayar, Kutlu Aktaş gibi isimlerden sonra Erol Çakır ve Muammer Güler türü valilerin gelmesi büyük bir talihsizliktir” diyorlar.
Bu eleştirideki doğruluk payı Güler’in pozisyonunu değiştirmiyor.
İstanbul’a gelmiş geçmiş Valiler arasında “koltuğu en bol” gelen yönetici olarak tarihteki şanlı şerefli yerini alacaktır.
Muammer Vali’nin, Çal Kaymakam Yardımcılığı’ndan başlayan mesleki kariyeri Horasan Kaymakamlığı’nın ötesine geçmesinde kendisinin bir hatası olmadığı kesindir.
Horasan Kaymakamı olarak kalsaydı eminiz İstanbul’daki yetkinliğini gösterebilirdi.
Ama Horasan’ın Boğaz köprüleri olmadığı için halk bu kadar mağdur olmayabilirdi.
Bir de Horasan medyası İstanbul medyası kadar etkili olmadığı için, Türkiye Güler’i tanıma mutluluğuna erişemezdi.
Bu yıl 1 Mayıs’a damga vurma sırası İstanbul Valisi’ndeydi:
-Tepede Vali Güler, yollarda halk ağlar!..
http://www.internethaber.com/author_article_detail.php?id=5357