Bir kısa hikaye vardır bizim oralarda;
Efendim tarla sahibinin biri 10-15 ırgat tutuyor; ve ekin biçtiriyor.
Sabah soruyor ırgatlara; öğle akşam yemeği için ne yersiniz diye. Eğer diyor öğle akşam ikisini de isterseniz, ekmek, o gün ne yemek pişmişse, mantı pilav ayran vs olur diyor. Ama sadece akşam yemeği isterim, kete (simit gibi ama daha leziz bişey) getiririm, simit getiririm vs diyor. Yeyin yiyebildiğiniz kadar.
Ehh ırgat aklı işte, bıkmışlar mantıdan, pilavdan, kete isteriz diyorlar.
Öğlen geçiyor gelen giden yok tabii, ırgatlar çalışıyor eşekler gibi. Öküzler gibi de acıkıyorlar.
Neyse akşam oluyor tarla sahibi elinde bir çuval kuru ekmekle geliyor. Alın size kete diyor.
Irgatlar şaşırıyor önce, tabii açlıktan o kuru ekmek kete gibi geliyor.
Neyse konuya dönersek; halimize şükredelim.
Bizim gibi yaşayamayan milyonlarca insan var.
Bizim gibi nefes alamayan, bizim gibi yürüyemeyen, göremeyen, konuşamayan...
Çorba bir örnek, o çorbayı içemeyen hatta tonlarca parası olup perhiz diyete mecbur olan bir sürü kişi var.
Şükür halimize; sahip olduklarımıza.
Taşı sıksak, suyunu çıkarırız alimallah