İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

Yeni Web Trendleri

Miller

0
İyinet Üyesi
Katılım
3 Mart 2008
Mesajlar
884
Reaction score
0
Konum
Eskişehir
Webrazzi.com'u takip eden var mı aranızda? Enteresan site haberleri yayınlanıyor arada. Bu sıralar çok farklı socialnetworking sistemleri açılıp duruyor mesela. Bu socialnetworking'in sonu nereye gidecek bilemiyorum ama artık internette kişisel girişimle bir yerlere varmak çok daha zorlaşacak gibi. Zira büyük firmaların ar-ge'leri yeni yeni şeyler çıkarıp duruyorlar. Enteresandır ki yine de çok büyük atılımları yapanlar hep küçük girişimler oluyor. (Tabi sonra abileri tarafından satın alınıyorlar orası ayrı) Eskiden bu satın almalara sevinirdim ama şimdi nedense "kişisel girişim"lerin önünün kesileceği gibi bir his oluşturmaya başladı bende.
Sizce de kişisel girişimciler için deniz bitti mi?

Şu social networking olayını da açayım biraz;
Sadece kullanılan programların paylaşıldığı
Sadece dinlenilen müziğin paylaşıldığı
Sadece dökümanların paylaşıldığı
Sadece "şu an şurdayım" mesajı vermek için kullanılan
v.s. v.s.

çeşit çeşit socialnetwork sitesi var. (Hepsi socialnetworking değil aslında ama "community" kavramı giderek socialnetworking'e dönüştüğü için öyle ele almak lazım) Hemen hepsi de bir şekilde tutulmuş siteler. bir de buna ek olarak comunity wikilerini de katarsak artık insanların nette arayacağı herşeyi büyük firmaların kanatları altında bulabileceği sitelere kolayca ulaşabildiği bir dünyaya doğru gidiyoruz. bu bizim için bir kıyamet senaryosu olabilir mi?

belki konuyu bir ara daha da genişletirim; şu an kafam basmıyor artık ama kişisel fikrim bu tür "şahsi" girişimler için zamanın sürekli daraldığı şeklinde. yani eğer elinizde sağlam bir domain portföyü, orjinal fikirler, sağlam bir kitleniz yoksa 1-2 yıl içinde internette yapabileceğiniz şeyleri ya hemen yapmaya başlayın, ya da bir daha bunu yapmaya zamanınız olmayabilir.

Hep link değişimi, link alımı, site satışı yapacak değiliz ya; buyrun biraz da beyin jimnastiği yapalım.
ps: konu kendi içinde bütünlük arzetmiyor olabilir. zira kafam balon gibi.
 

Miller

0
İyinet Üyesi
Katılım
3 Mart 2008
Mesajlar
884
Reaction score
0
Konum
Eskişehir
Nasıl olsa kimse okumuyor bu saatte diyerek ben saçmalamaya devam edeyim (başka işim gücüm yok nasıl olsa)
Bu kıyamet senaryosunun karşıt senaryosu da şu olabilir:

Google hariç (evet, o bambaşka) büyük şirketlerin el attığı her servis bir şekilde eski cazibesini yitirip gidiyor. Çünkü bu servisler birer kişisel girişimken satın alındıktan sonra artık sadece "dükkan" oluveriyorlar. Bir de büyümenin getirdiği "kurumsallaşırken amatör ruhu yitirme sendromu" var ki bu zaten kimse sizi satın almasa da yaşamanız gereken bir eşik. Bunun son örneği de facebook olacak göreceksiniz. (Şu an messenger çıkarmışlar mesela. Zaten icq'dan msn'e daha yakın zamanda geçmiş bir neslin yine yeni messenger değişikliğine gideceği gibi bir fikre nasıl kapılmışlar bilemiyorum. Bu konuda daha çok şey yazarım da konumuz facebook değil)
Ayrıca her servis eninde sonunda gereğinden fazla kalabalıklaştığında içinden çıkılamaz bir denize dönüşüyor ve artık orası sizin için bir zaman kaybından öteye gitmemeye başlıyor. (Yine facebook örneğini vereyim. Bana 2-3 ay çok eğlenceli gelmişti ama sonra sırf event, grup invitationları dolayısıyla baydı, onun bunun pokeleri de sinir katsayımı artırınca hesabımı kapatıverdim) İşte bu "bıkkınlık verme süreci" kurumsallaşma evresinin bir sonucu. Çünkü hem amatör ruh öldüğü için, hem de büyüme hızı çok arttığı için kaçınılmaz bir şekilde sıradanlaşma ve haddinden fazla kalabalıklaşma dönemi geliveriyor ansızın.
Bu tüm servisler için de geçerli bir kuram olabilir. (Daha kuram'amadım, kurunca diyalektiğini de yazarım eheh)
Tüm bu ahval ve şerait içinde; web bir gün yeniden amatör ruha, küçük ve kendi içinde mutlu, dışa kapalı komunitelere dönebilir mi?
Buna eskilerden örnek vereyim;
Herkesin bağlı olduğu irc networklar vardı ve odada chat yapan sayısı 200'ü geçtiğinde "oha amma kalabalık oldu" derdik. Ama şimdi msn listelerimizde bile 200'den fazla kişi var. O dönemlerde tıpkı arz-ı mevud gibi; ne kadar az kişi olursa olsun; bağlı bulunduğumuz network bizim için özeldi. Psikolojik bir komuniti bağımlılığı vardı. Oysa şimdi bulunduğumuz heryeri binlerce/milyonlarca kişiyle paylaşıyoruz ve o siteden bu siteye kolayca atlayabiliyoruz. Yonja'dan facebook'a sıçrayanlar artık yonja'Ya eskisi gibi girmiyorlar mesela. Neden? Çünkü komuniti bağımlılığı kayboldu çünkü.
İşte bu psikolojik sebepler yüzünden satın almalarla büyük yatırımlar yapan firmalar bir gün bu satın almalardan zarar edecek noktaya gelebilirler mi? Zira çıkan her servis ilk günlerin cazibesiyle inanılmaz bir pazar payına ulaşıyor ama akabinde bambaşka bir servis o meşhuuur servisi bir anda gündemden düşürüveriyor. Tüm bu süreç içinde yapılan yatırımlar şirketlere zarar olarak dönebilir ve tıpkı eskisi gibi büyük şirketler sadece "arama motoru, reklamcılık, majör arkadaşlık siteleri, majör oyun servisleri" gibi alanı kısıtlı hizmetlere dönebilirler(mi)? bu sayede bunların dışında kalan komuniti ve sair hizmetler yine bizim gibi küçük girişimcilere kalabilir mi?

Hadi benden bu kadar. yarın devam edebilirim inşallah.

ek: ben bunları yazarken saat sabah'ın körüydü ve dolayısıyla hepsi kişisel saçmalamalar da olabilir. son sözüm meşhur senatörün sözü olsun: "ve kartaca mutlaka yokedilmelidir"

Qua Vadis?
 

Miller

0
İyinet Üyesi
Katılım
3 Mart 2008
Mesajlar
884
Reaction score
0
Konum
Eskişehir
Tamam, bu topiğe çok fazla ilgi beklemiyordum zaten ama bu kadar suskunluğa da şaşırdım.

Topicteki ilk teori/konuya eklemeler yapayım:
Gittikçe para kazanmamızın zorlaşması zaten bilinen bir gerçek. Pastanın taliplisi arttıkça bizim payımız küçülüyor. Ama asıl sorun bu değil. Asıl sorun şu: Para kazanma alanlarımız da daralıyor.
Örneğin; eskiden bir directory sitesi açıp bunu netteki directorylere eklediğimizde kolayca pr 4-5 oluyorduk ve bu yüksek pr'lı siteden link satabiliyorduk. Çok kazandırmıyordu belki ama en azından bazı masrafları çıkarmaya yetiyordu. Şimdi ise directory ile kazanmak neredeyse imkansız çünkü Google bütün directorylerin ipini çekti. Bildiğim pek çok majör yabancı directory pr 6-7'lerden 3-4'lere düştü. Buna paralel olarak hitleri de düştü. Yani kısaca artık directory işinden ekmek yemek zor.

Eskiden; parkinglerden 2-3 domainle bile ekmek kazanmak mümkündü. Şimdi parking siteleri sadece büyük portföy sahiplerine hizmet verir hale geldi. Çünkü bu onlar için daha güvenli. (Tabi ki hala parkingden para kazanılıyor ama eskisi kadar değil)

Ve asıl önemli konu da şu;
Ne kadar özgün makale yazarsanız yazın; siz yazdığınızdan 10 dk. sonra eğer birisi sizin yazınızı kopyalamış ve blogspot'ta açtığı bloga eklemişse artık aramalarda o üste çıkar hale geldi. Sadece o değil; şu sıralar ne arasanız ücretsiz blog servisinden alınmış bloglar çıkıyor sonuçlarda. Bu bloglarla da kazanılabiliyor evet ama bunu daha büyük bir servisin kanatları altında yapabiliyorsunuz ancak. Oysa böyle olması kişisel girişimci için büyük engel. Hareket alanınız kısıtlandığı gibi; bir başkasının da egemenliğini otomatik olarak kabul etmek zorunda kalıyorsunuz.

Kişisel girişimcinin en büyük kazanç kapısı internete yeni giren kullanıcılardır çünkü onlar acemi olduklarından herşeyi bulacakları portalları bilmezler ve her ihtiyaçlarını google'dan arayarak giderirler. İşte bu yüzden "arkadaş ara, mail hizmeti, ücretsiz web alanı" gibi aramaları da bunlar yaparlar çoğunlukla. Oysa şimdi hayatında hiç internete girmemiş birisi bile facebook adını ezbere biliyor. Çünkü internet hayatımıza çok daha fazla girmiş durumda artık. Düşünün; recep ivedik'te bile geçti facebook ve hiç nete girmeyen adam bile recep ivedik'i izledikten sonra eğer bir gün internete girecek olursa yapacağı ilk şey "facebook"a girmek olacak. Yani kullanıcı daha internete girmeden önce kullanacağı servislerden birinin adını peşinen öğrenmiş oldu. Oysa bizim için; ne kadar az şey biliyorsa o kadar değerlidir.

Yani demem o ki;
Her geçen gün boynumuzdaki ip kısalıyor ve bizi sadece kendi çevrelerinde havlayan uysal köpekler haline getirmeye çalışıyorlar.
Siz ne düşünüyorsunuz?
 

Miller

0
İyinet Üyesi
Katılım
3 Mart 2008
Mesajlar
884
Reaction score
0
Konum
Eskişehir
Arkadaşlar, özetlenecek kadar kısa bir mevzu değil :) ciddi ciddi fikir alışverişi yaparız belki demiştim ama sanırım pek çok kişiye uzun geldi yazı.
 

baldor

0
İyinet Üyesi
Katılım
24 Şubat 2003
Mesajlar
660
Reaction score
0
Konum
Bi Bilsem :)
ben tamamını okudum :)

dilinize ucuna gelmiş ama söylememişsiniz; bizler çok fazla tüketen bir toplum olduk. yeni çıkan herşeyi çok fazla talep ediyoruz, sonra canımız sıkılıyor bırakıyoruz. verdiğiniz facebook örneğinde de aynısı geçerli. facebookta en çok üyesi olan ülkelerden biri olduk ama eğer bir alternatifi çıksın, yine oluruz. temeldeki olay tüketici olmamız.

tüketiciler, giderler bir yeri tüketirler, adı üstünde tüketici. türketici kelimesini bu kadar vurguladıktan sonra tüketicilere, tüketmeleri için birşeyler vermek gerektiğini söylememe gerek yok sanırım.

mesela facebook, bence farklı bir yönü olması sebebiyle birden bire patladı. ilgi çekici, eski arkadaşlarını bulma fırsatı. birçok gazete ve dergide de yazdığı üzere, erkekler için eski sınıf arkadaşın ile saks yapma fırsatı, bayanlar için eski kız arkadaş/rakiplerinin şu an hangi mertebede olduğu bulma öğrenme, onlardan daha üst bir mevkide ise kendini tatmin etme fırsatı vs vs.

herkesin değer yargıları farklıdır ve bu site herkesin değer yargısına göre farklı sonuçlara ulaşmasını sağlar. eski arkadaşını bulmak isteyene eski arkadaş, propaganda yapmak isteyene meydan verir. ama temel olarak insanların ihtiyaçlarını tatmin eder. bizimde bunu sağlayan yapılar kurmamız gerekli.

pazarlama eğitimlerinde, bir ürünün gelişme, duraklama ve gerileme dönemi olduğundan bahsedilir. mesela zamanında walkman ler vardı, belimize takar gezerdik, sonra vcd çalıcılar çıktı, biraz kabaydı ama olsun. sonra minik radyolar çıktı piyasaya, ardından mp3 çalıcı dediğimiz ufak elektronik aletler. hepsi bir dönem çok revaçta idi ama sonradan popülerlikleri sona erdi, yani tükettik.

firmalar ise sırayla hepsini ürettiler, yeni modeller çıkardılar ve sonra üretimlerini durdurdular. şu an hala walkman üreten bir firma varsa bile pazar payının ne kadar küçük olduğunu söylememe sanırım gerek yok.

aynı durumu kendi geliştirdiğimiz girişimlerimiz için düşünelim. bir fikir çıkarıyoruz ortaya, fikri geliştirip piyasaya sürüyoruz. birgün bakıyorsunuz sitenizin ziyaretçi sayısında patlama oluyor. ne oldu acaba diyorsunuz, neden bu kadar insan geliyor benim siteme diye düşünmeye başlıyorsunuz ister istemez. o şevkle tekrar başlıyorsunuz çalışmaya. ziyaretçi sayınız daha da artıyor. şişmeye başlıyorsunuz yavaş yavaş, kalabalık oluyor iyice. sonrada insanlar sizi bırakıp gidiyor. onların yerine yenileri geliyor elbette ama onlarda gidenlerin yerini doldurmak için. sonunda birgün onlarda gidecek.

tüketenlere yeni tüketecek şeyler vermelisiniz bu aşamada. eğer siteniz olduğu gibi kalırsa elbette insanlar sıkılacaktır. yukarıda verdiğim örnek gibi, amacı müzik çalmak olan bambaşka araçlar üretmelisiniz. bir şekilde insanların müzik dinleme ihtiyaçlarını farklı farklı araçlar ile tatmin edeceksiniz ve bu size kar olarak geri dönecek.

peki biz nereden para kazanıyoruz? öncelikle kabul etmemiz gereken şey, paranın parayı çektiğidir. siz dünyada eşi benzeri olmayan bir web sitesi dahi yapmış olsanız, o büyük abiler gibi reklam ve tanıtım yapamazsınız. haliyle "kendi yağınızda kavrulmanız" gerekir. siz kavrulurken para miktarı geometrik olarak artacaktır. önce google reklamları, sonra siteden satılan hizmetler vs derken internetten sizde para kazanır olursunuz.

para kazanma olayına bir misal vermek isterim; benim 2 liram var, bunu 2 ye katlarsam 4 lira olur. 4 lirayı 2 ye katlarsam 8 lira olur. bahsi geçen abilerin 1000000 lirası var, 2 ye katladıklarında 2000000 lira olur. yani para parayı böyle çeker. herkes elindeki paraya göre yatırım yapar ve ona göre para kazanır.

geliştirdiniz ve size para kazandırmaya başlayan fikri, geliştirip öylece bırakırsanız, elbette biri gelip sizden daha iyisini yapacaktır. o dakika kaybettiğiniz dakikadır ve siz kaybettikten sonra kazandığınız para yine geometrik olarak azalacaktır.

benim düşüncem, yerel çalışan firmalar/girişimciler çoğunlukla global çalışanlardan daha başarılı olabilir. çünkü global çalışanların geliştirdiği stratejiler çoğu zaman her kültüre uygun olmaz. bu sebeple, siz hizmet verdiğiniz kültürü tanıyıp onlara sürekli tüketecek bişey verirseniz başarınız daim ve kazancınız bol olur.
 

borayeris

0
İyinet Üyesi
Katılım
3 Mayıs 2008
Mesajlar
12
Reaction score
0
@Miller

Hepsini okudum. Facebook içindeki anında mesajlaşmaya ne gerek var demişsin. Benim 3 (yazıyla üç) arkadaşım çok özel mesaj yazmaktan dolayı facebookktan atıldı. Anladın mı şimdi?

@baldor

Küçüksen 2 değil 3 katı da kazanabilirsin.

Ama büyüksen 1 milyar dolar aynı sürede 2 katı olmaz.
 

ZoMBiE_8

0
İyinet Üyesi
Katılım
26 Ekim 2007
Mesajlar
472
Reaction score
0
bu saatten sonra işler biraz hatta baya şansa kalmış görünüyor. yada benim gözümde öyle..
yanlız şunu belirtmek istiyorum. son zamanlarda hep özgün birşeyler yapmak özgün birşeyler bulmak için uğraşıyordum. bunun içinde yabancılarda olup bizde olmayanlara epey kontrol ettim yada bizde olup yabancılarda olmayanları.. yanlız birde baktım milletin en çok peşinde koştuğu şeylerle ilgili hiçbir şey yapılmamış.

demek istediğim biz etrafımızdaki büyükleri gördükçe yolumuz kapalı birşey yapamayacakmışız geliyor. fakat gerçektende çok büyük alanlar var önümüzde.. uzaklar yerine yakınlarda arama yapmak lazım biraz tabi görebilmekte kolay değil dikkatli bakalım.. daha yolumuz çok
 

baldor

0
İyinet Üyesi
Katılım
24 Şubat 2003
Mesajlar
660
Reaction score
0
Konum
Bi Bilsem :)
Küçüksen 2 değil 3 katı da kazanabilirsin. Ama büyüksen 1 milyar dolar aynı sürede 2 katı olmaz.

haklısın ama benim 2 lirayı 4 lira yapana kadar büyükler 1.000.000 lirayı 1.050.000 lira yapabilirler, ben 2 lira kazanırım, onlar 50000 lira. sonuç olarak onlar benden daha çok kazanır, söylemek istediğim de bu zaten.

demek istediğim biz etrafımızdaki büyükleri gördükçe yolumuz kapalı birşey yapamayacakmışız geliyor. fakat gerçektende çok büyük alanlar var önümüzde.. uzaklar yerine yakınlarda arama yapmak lazım biraz tabi görebilmekte kolay değil dikkatli bakalım.. daha yolumuz çok

kesinlikle katılıyorum. ben size şu an onlarca fikir sayabilirim ve bu sahalarda Türkiyede daha hiçbir kimse faaliyet göstermiyor. "ağaçlara bakmaktan ormanı göremiyor" diye bir söz vardır ya, genel durum o şekilde.

birde şu var, bu işler zamanla olur. birçok müşterim sitelerini açalı 6 ay olmadan
"bu proje tutmadı" deyip başka bir şey yapmaya çalışıyor. yada tek bir konu üzerine odaklanmak yerine her konuda bişeyler yapmaya çalışıyor. sonuç her zaman başarısızlık oluyor. başarılı olmak için maymun iştahlılığı bırakmamız gerekli.
 

baldor

0
İyinet Üyesi
Katılım
24 Şubat 2003
Mesajlar
660
Reaction score
0
Konum
Bi Bilsem :)
aklıma yeni gelen bir noktayıda eklemek istiyorum, bahsettiğimiz ürünü yenileme olayına inovasyon deniyor. inovasyon ne kadar sürekli olursa, getiriside o kadar büyük olacaktır. bunun için sabır ve zamana ihtiyaç var.
 

borayeris

0
İyinet Üyesi
Katılım
3 Mayıs 2008
Mesajlar
12
Reaction score
0
haklısın ama benim 2 lirayı 4 lira yapana kadar büyükler 1.000.000 lirayı 1.050.000 lira yapabilirler, ben 2 lira kazanırım, onlar 50000 lira. sonuç olarak onlar benden daha çok kazanır, söylemek istediğim de bu zaten.

Tabi yav, o konuda haklısın.


birde şu var, bu işler zamanla olur. birçok müşterim sitelerini açalı 6 ay olmadan
"bu proje tutmadı" deyip başka bir şey yapmaya çalışıyor. yada tek bir konu üzerine odaklanmak yerine her konuda bişeyler yapmaya çalışıyor. sonuç her zaman başarısızlık oluyor. başarılı olmak için maymun iştahlılığı bırakmamız gerekli.

Ah o maymun iştahımız yok mu?
 

Darkart

0
İyinet Üyesi
Katılım
1 Temmuz 2005
Mesajlar
7,037
Reaction score
56
Bizdeki sorun maymun iştahı değil cehalet. Bilgisizlik, kendini akıllı sanarak aptalın bile yapmayacağı şeyler vs.vs.vs
Önce üretken bir zeka ve devamında kültür gerekli. Aksi halde daha çok link değişimi ya da ücretli post konuları açılır.
 

bilgi

0
İyinet Üyesi
Katılım
23 Eylül 2004
Mesajlar
6,835
Reaction score
171
Konum
►∞
@Miller
Küçüksen 2 değil 3 katı da kazanabilirsin.
Ama büyüksen 1 milyar dolar aynı sürede 2 katı olmaz.

Büyüksen vergi borçların taksitlere bölünebilir, faizi kaldırılabilir, affolabilir bile.
Küçüksen vergi borcun faizleriyle katlanır katlanır katlanır...

Büyüksen küçüklerin kazancı seni + yönde etkiler hatta küçüklerin kaybı bile çoğunlukla + yönde etkiler.
Küçüksen büyüklerin oyununu takip etmen gerekir, onların zararından kar edemezsin (çok çalışıp yaratıcı fikirler üretmek dışında)

Büyüksen bir sürü sektörde yeralırsın ama maymun iştahlı olmazsın büyük holding olursun.
Küçüksen büyümek istediğinde denediğin diğer sektörler seni maymun iştahlı yapar.

Büyük küçüklerle dolu bir pazara girerken, küçüklerin halini düşünmez ve küçükleri yok etmek ister.
Küçükler ise büyük olanın artıklarıyla idare eder.

Büyük olan şampiyonluğa oynar.
Küçük olan ise kümede kalmaya :)
 

Miller

0
İyinet Üyesi
Katılım
3 Mart 2008
Mesajlar
884
Reaction score
0
Konum
Eskişehir
Aslında yapmaya çalıştığım şey; tüketim toplumu olduğumuz mesajını vermek değildi. Sadece bireysel girişimciler için (evcil webmasterlar diyeyim) internetin geleceği hakkında iki adet senaryo yazdım. Hangisine doğru gideceğimiz konusunda hiç bir fikrim yok. Burada asıl aktörler biz değiliz, büyüklerin ne yapacağı bizim yapacaklarımızdan çok daha önemli. Hani teo'nun da dediği gibi; "bazen, ne yaparsan yap, olmuyor bazen..."
 

ritemre

0
İyinet Üyesi
Katılım
24 Ocak 2008
Mesajlar
247
Reaction score
1
Konum
Denizli
İnternet dünyaya misal. Herkes birgün ölüyor. Projeler doğuyor,büyüyor,gelişiyor ve ölüyor. Yaşamını uzatması için ilaçlar falan alması gerekiyor. (Yenilik) Güncellenmeyen proje çöp olup gidiyor.
O yüzden ki, önümüzdeki 50 yıl içinde ne olacağı zaten büyükler tarafından belirlenmiş. Yoksa neden öyle aydaı bir falan yeni ürünler çıkarılsın? Adamlar güncelliğini korumak için sürekli yeni ürünler çıkarıp duruyor ki müşterisi eksilmesin.
Kısacası, güncellik en önemli şey. :)
 

baldor

0
İyinet Üyesi
Katılım
24 Şubat 2003
Mesajlar
660
Reaction score
0
Konum
Bi Bilsem :)
Burada asıl aktörler biz değiliz, büyüklerin ne yapacağı bizim yapacaklarımızdan çok daha önemli. Hani teo'nun da dediği gibi; "bazen, ne yaparsan yap, olmuyor bazen..."

ben bu fikre katılmıyorum. sebebibi bir misal ile açıklayayım; web hosting piyasasındaki hareketleri yakından takip ediyorum, piyasadaki en hacimli firma turkticaret.net, geçen seneki pazar payı %16 iken şu an %9 a düştü. onun pazar payı düşerken, birçok firmanın artıyor. halilyle karşımızda kocaman bir dev var deyip sus pus oturmak bize yakışmaz.

sizin ilk verdiğiniz örnek facebook, lütfen facebook un hangi koşullar altında ve nerede kurulduğunu hatırlayın. o kurulurken aynı temayı işleyen birçok web sitesi zaten vardı. hatta benzer şekilde arkadaş bulma olayını ve 2004 yılında Orkut Büyükkökten tarafından kurulmuş orkut.com vardı. şu an google satın aldı o ayrı konu. ancak başka büyüklerin olması facebook u durduramadı.

şu an dünyanın en çok ziyaret edilen sitesi google. nasıl kurulduğunu lütfen hatırlayınız. google kurulmadan önce başka ünlü bir arama motoru vardı, yahoo.com vardı.

bu verdiğim iki örnekte, sizin tabirinizle evcil webmaster lar tarafından geliştirildi.

tüm bu sebeplerden dolayı ben bu düşüncenize katılmıyorum. asıl aktörler biziz, büyükler değil. büyükler her zaman küçüklerin ürettiği fikirleri satın almaya çalışır. bizler ne kadar çok çalışır isek, o kadar başarılı oluruz.
 

Miller

0
İyinet Üyesi
Katılım
3 Mart 2008
Mesajlar
884
Reaction score
0
Konum
Eskişehir
@baldor
önce facebook'la başlayayım;
facebook'un popüler olmasının sebebi "word of mouth" ve "virüs tipi yayılma" stratejisidir. Bu da malesef özel çalışmayla, yatırımla veya başka bir şeyle olamıyor. Özellikle "word of mouth" tümüyle şansa dayalıdır. Bunu siz sağlayamazsınız. Ayrıca facebook piyasaya çıktığında birebir aynı hiç bir site mevcut değildi. myspace, hi5 v.s. diğer social network siteleri ile facebook'u karşılaştırırsanız neden facebook'un bir anda hepsini geride bıraktığını daha iyi anlarsınız. (Sadelik, işlevsellik, geliştirilebilme desteği. Bu saydıklarımın hiç birisi diğerlerinde yok)

Google konusuna gelince;
Eğer google bugün ortaya çıksaydı ve aynı hizmetleri sunuyor olsaydı yahoo'dan (daha doğrusu altavista'dan) liderliği bu kadar kolay alamazdı. Zira ilk iki yazımda da belirttiğim gibi; internet artık hayatımızın tam ortasında ve bugün ilk kez girecek kişiler bile neyi nereden bulacaklarını az çok biliyorlar. Ama google'ın piyasaya çıkıp rakiplerini solladığı dönemde henüz hiç bir şey yerine oturmamıştı. Ki bazı şeylerin çok önceden yerine oturduğu amerika, kanada gibi ülkelerde yahoo çook daha uzun süre liderliği google'a kaptırmamıştır. Google önce üçüncü dünya ülkelerini kazandıktan sonra webin tahtına oturdu. Zira üçüncü dünya ülkelerinin halkları internete girdiğinde daha önce bu konuda bir fikirleri olmadığı için herşeyin iyisini kendi deneyimleriyle buldular.
Bugün gelinen noktada aşağı yukarı bütün ülkelerin halkları internet konusunda daha fazla bilgiye sahipler. Neyi nerede bulacakları hakkında daha çok şey biliyorlar. 3 yaşındaki çocuk bile google nedir bilir hale geldi. İşte bu yüzden google'ın tahtı uzuun süre kimse tarafından elinden alınamaz. Çok daha iyi sonuçlar/hizmetler veren bir rakibi çıksa dahi sırf "word of mouth" etkisi dolayısıyla yine de google kullanılır.
Elbette internet gibi kaygan bir zeminde hiç bir şey değişmez demek mümkün değildir lakin anlatmaya çalıştığım şey şu;
Artık işler eskisinden çok daha zor ve büyük şirketler bizim alanımızı sürekli kısıtlıyorlar. Ya tamamen kısıtlanacağı için biz küçük girişimcilere sektörden hiç pay kalmayacak, ya da bu yoğun rekabet şirketlerin kar marjını düşüreceği için internet sektöründe payımız hep varolmaya devam edecek. (Bu biraz yüzeysel oldu ama bu son iki satırın açıklaması bu topicteki ilk üç yazımda mevcut)
 

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Üst