İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

EVRENİN EŞZAMANI - II E-Kitap (Kuantum Düşünce)(Kişisel Gelişim)

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

RabbitHole

0
İyinet Üyesi
Katılım
31 Mayıs 2009
Mesajlar
195
Reaction score
12
İnternette yaklaşık olarak 3 yıldır yazılar yazan organizasyonlarda ise etkinliklere katılan bir yaşam koçuyum... PDF uzantılı ekitaplarımı ücretsiz olarak dağıtıyordum... Ve yeni bir proje geliştirerek daha özgün bir çalışma hazırladım. Serinin birinci kitabını ve düşler sahnesi ekitabını yine vereceğim linkten ya da facebook gruplarımdan indirebilirsiniz... X-ticaret onaylaması henüz ulaşmadığı için şu anda sadece Havale ve Paypal ile ekitapları gönderiyorum... Kitabın İndirme ücreti 15 TL dir... Paramatik, bilmemne matik gibi içeriği ve stratejisi asla yoktur... satış ortaklığı gibi bişey de düşünmüyorum zaten... X ticareti kullanmamdaki tek amaç güvenli kredi kartlı satışlar.

Ekitabın HTML ve PDF uzantılı 2 adet versiyonu vardır... HTML uzantısı bilgisayar ekranından rahat bir okuma imkanı sağlarken beyaz arkaplanlı PDF dosyası ile de yazıcınızdan çıktı alabilirsiniz. Çekim yasası ve kuantum düşünce tekniğini daha önce duymayanlar olabilir. tabiki burada anlatılacak kadar sığ bir konu değildir. Meraklılarının çalışmalarına bakarak ne demeye çalıştığımı anlayacaklardır. İlk güne nazaran satışlarım iyi ama birde webmaster forumunda paylaşmak istedim... Umarım beğenirsiniz..

adszhdy.png


İNDİRME SAYFASI




Serinin 1. Kitabının Facebook Grubu
http://www.facebook.com/group.php?gid=51005284884&ref=ts

DÜŞLER SAHNESİ E-Kitap Facebook Grubu
http://www.facebook.com/group.php?gid=167179329670&ref=ts


HAYRANLIK SAYFASI
 

axl

0
İyinet Üyesi
Katılım
4 Şubat 2008
Mesajlar
706
Reaction score
17
Ne sattığınızı söylemiyor ve insanları biraz küçümsüyorsunuz. Quantum fiziği ve çekim yasasınının ne olduğunu anlatmadan satmak istiyorsunuz. Maden satışlarınız iyi, konuyu bilmeyenlerin de bulunduğu bir forumda neden satmak istiyorsunuz?

Seçtiğimiz şey her ne olursa olsun; ona sahip olabiliriz.
Hedefin büyüklüğü hiç önemli değil. Nasıl bir evde yaşamak isterdiniz? Milyarder olmak ister miydiniz? Nasıl bir işiniz olsun? Daha başarılı olmak istiyor musunuz? Gerçekten istediğiniz şey nedir? Geçmişte "Sır"ra vakıf olan liderler bu gücü kendilerine sakladılar ve paylaşmayı reddederek insanları bu "Sır"dan mahrum ettiler. İnsanlar işlerine gidip, çalışıyor sonra evlerine dönüyorlardı. Monotonluk içinde ve güçsüzdüler; çünkü "Sır" birkaç kişi arasında saklanıyordu.

SIR: EVRENSEL ÇEKİM YASASI DIR...

Hiç “Gireceğim sınavdan kötü not almak istemiyorum” deyip kaldınız mı? “Sevdiğimden ayrılmak istemiyorum” diye düşünüp bunu bol ilgi ve aşırı kıskançlık ile önlemeye çalışsanız dahi ayrıldığınız oldu mu? “Borçlarım bitsin istiyorum” diye yakınıp yeni borçları hayatınıza çektiniz mi ? ilişkileriniz hep birbirinin benzeri mi? ġiddetle karşı çıktığınız şeyin sonra sizinde aynısını yaptığınız oldu mu? “Bu devirde çok para kazanmak zor” deyip sigortalı bir işi hayatın garantisi olarak gördünüz mü? Şans’a inanıyor ama şanssız olduğunuzu mu düşünüyorsunuz ? “Çok güzel hayallerim var ama çok zor hatta imkansız” dediniz mi? Kendinizden daha az yakışıklı ya da daha az güzel buldunuz birinin nasıl olup da karşı cins tarafından çok fazla ilgi gördüğünü merak ettiniz mi? Günlük yaşamda her ne kadar düzenli ve tertipli olsanız da, tam evden çıkarken cüzdan, telefon, anahtar vb. gibi aksesuarlardan herhangi birini her seferinde dakikalarca telaşla aradığınız oldu mu? GSM hattınızı sürekli yenileseniz dahi mutlaka bir yerden bulup sizi rahatsız ediyorlar mı? ? Dünya ülkelerinde neden en çok karşı çıkılan kişilerin iktidarda olduğunu düşündünüz mü? Geleceğe ertelediğiniz bir hayal hala gelecekte mi? İstediklerimiz yerine odaklandıklarımızı ve hissettiklerimizi deneyimliyor olabilir miyiz.


Sabah yataktan kalkıp da camdan dışarı baktığımızda çağdaş dünyanın yavaş yavaş uyanmaya başladığını görürüz. insanlar bir bir evlerinden çıkarlar arabalarıyla ve ya toplu taşıma araçlarıyla iş yerlerine giderler. Vapurlar seferlerine başlar. Dükkanların önüne parketmiş olan kamyonlar mallarını boşaltır. Öğrenciler ders ve sınav telaşıyla okullarına doğru yol alırlar. Yapılması gereken ne ise onları yaparlar. Nasıl oluyorda yaşamımızı bu şekilde sürdürüyoruz. Bizim dışımızdaki insanlar ya da bizden önceki insanlar tarafından biçimlendirilen günlük gerçeklerimizi oluşturan asıl neden kendi düşüncelerimiz olabilir mi ? “Benimle ne alakası var, orda bir dış dünya var ve bende onun kurallarına uymak zorundayım” diyebilirsiniz. Ġşte benim bu kitapta anlatmak istediklerimin nedeni dış dünyanın sizin sandığınız gibi olmadığı gerçeğidir. Kaç yaşında olursak olalım, yaşadığımız geçmiş elbette yaşamımızın koşullarını oluşturdu. ilk önce ailemizden öğrendiğimiz kurallar, sonra yıllar süren öğrenim hayatı, Edindiğimiz arkadaşlar ya da aşklar, yaşadığımız toplumun maddi ve sosyal durumu bizim kendi kurallarımızı, yani hayata bakış açımızı belirledi. Bunun sonucunda biz kendimizce dış dünyaya sıfatlar belirledik. Kimimiz “yaşamak güzel” dedik. Kimimiz “dünya adaletsiz”… Kimimiz “Ben kadersizim, şansızım” … Bunun gibi yüzlerce şeye inandık. Bu gerçeklere göre yaşadık. Dünya da bizi hep haklı çıkardı. Çok az bir kısım zenginliğe, huzura, şansa kavuşuyor ama toplumun büyük bölümü ise tekdüze bir yaşam mücadelesi veriyordu.


Bu kitap çalışmasına başlamaya karar verdigim zaman Bu güç ile tanışalı yaklaşık 1 yıl olmuştu. Bu bir yılda onlarca kitap, makale okuma fırsatı buldum. Olabildigince başarı hikayelerini inceledim. Yaşadıgım çevrede insanları gözlemledim. insanların her hareketinin kendisine dönüşünü olabildiğince takip etmeye çalıştım. internet üzerinde üye oldugum forumlarda insanların sorularını dinledim. insanlar iletişimimde gelişim yolculuklarını takip etme fırsatı buldum. Yaptıkları hataları görme imkanı da buldum. Bu bir senede tanıştıgım insanlar, benim tanıĢmayı seçtiğim insanlardı. Kendi farkındalıgımı geliştiştirmeye başladıgımda her hareketimin farkında olmak harika bir deneyimdi. Bu süreçte hayatımda meydana gelen irili ufaklı binlerce şeyi fark ettim. Yani adaletsiz bir dünyada olmadıgımızı fark etmek heyecan vericiydi. Farkındalığımı daha ileri boyutlara taĢımaya kararlıydım. Beni derinden etkileyen düşüncelerle ilahi dinleri inceleme fırsatı bulduğumda karşılaştım. Kur’anı Kerim başta olmak üzere incil, Tevrat, Zebur dan bu konulara ilişkin çarpıcı gerçeklerle karşılaştım. Madde gerçeği, evren, yaratılış, fizik kanunları, doga kanunları ile ilgili onlarca belgesel izledim. içinde bulundugum durumlardan çok şey öğrendim. Bu kitaptaki hedeflerimden biri tecrübelerimin “çekim yasası” ve onun gücüyle ilgili anlayıĢımı ne düzeyde kuvvetlendirdigi üzere olan gerçeklerimi yalın bir anlatımla konu baĢlıkları halinde anlatmaktı. Bu güç, baş döndürücü bir vahiy gibi anında görünmedi. Bir yerde apaçık yazmıyordu. Peşinden koşmadıgım sürece o güce sahip olmam mümkün degildi. Yani bir bakıma bu güç hem her yerde hem de hiçbir yerdeydi.

Sırrınız bunlarla ilgiliyse ütopik dünyanızdan arsa satmaya çalışıyorsunuz derim.
 

Darkart

0
İyinet Üyesi
Katılım
1 Temmuz 2005
Mesajlar
7,037
Reaction score
54
Bu tarz konuları öğrenmenin en iyi yolu şaşaldan geçer :D
Ya da sımsıkı bir yemek sonrası paf küf.
 

RabbitHole

0
İyinet Üyesi
Katılım
31 Mayıs 2009
Mesajlar
195
Reaction score
12
hepinizin yorumlarını içtenlikle kabul ediyorum... arada takılanlar espiri yapanlar olmuş eyvallah... bende gülmeyi çok sevdiğim için bu renkli arkadaslarıma teşekkür ederim.

Bir konuyu, bir gerçeği, idrak edememiş olmanız onun gerçek olmadığı anlamına gelmez. Amacım, bişeylerin gerçekliğini inandırmakta değildi. kimseye cennetten arsada satmıyorum. Sadece "meraklılarına" bir duyuruydu... Meraklısı olur olmaz o başka. Zaten X ticarette sizin gibi düşünmüş olacakki başvurumu reddetti. Ama olsun paypal ve havale ile 1 haftada çok güzel satışlar yaptım...

Evet bir zamanlar bir koça ihtiyacım vardı... 21 yaşımda darmadağın olmuştum çünkü. hayatta önemli dediğim herşey bir gün gitti. sonra hayatımda bir şeyleri değiştirmeye oyunu kurallarına göre oynamaya karar verdim... 2 yılda 600 kitap okudum. sayısız seminere katıldım... Ülkenin ileri gelen kişisel gelişim yazarları tanıştım. o insanlarla birlikte seminerlere programlara katılır hale geldim. tüm bunların yanında 2 yılık bilgisayar programclığı öğrenciğimden sonra DGS ile bilgisayar mühendisliği eğitimime devam etmekteyim... ve yaz tatilimde bilgisayar başından işlerimi takip etmek suretiylede birşeyler kazanıyorum...

2008 de yazdığım evrenin eşzamanı serisinin birinci ekitabı ütöpic gelebilir. henüz yüzeydeydim. bilgilerim derinleştikçe Düşler Sahnesini hazırlamaya karar verdim. Bu kitap EGO yu yani NEFS i anlatan benzersiz bir çalışma oldu... Webmasterlerin biraz ego la donanımlı olduğundan bir çoğunuzun kendiyle yüzleşipte okuyamacağına inandığım bir çalışmadır (denemesi bedava)

2010 yılının ortalarına kadar inzivaya çekildim. ve yaşadığım binlerce gözlem algımı daha geniş hale getirdi. Evrenin Eşzamanı - II yi hazırladım...

Facebook gruplarımın hepsini paylaşmadım toplam 10 bin "özgün" üye benim yazılarımı takip etmekte.

Bu tip forumlarda alışnalıkmıdır bilmem birinin açığını aramak için o kişinin geçmiş mesajlarını taratıp bulmak... 3-5 mesajım var.dalga geçmek için onlarımı tarattınız allasen... Bu yaptığınız çok saçma ve itici... Bu kadarmı komplexli bir platform burası... Dalga geçtiğin mesajdaki reklam ilanı benim eski forumumdu. moderatorsuz yardımcısız 2500 özgün üyem vardı... ve şimdide elimde o günlerden kalan çok güzel paha biçilmez bir veri tabanı var...

ama ben sizi anlıyorum. bende webmster iken bu ve benzeri sitelerde dalga geçtim geçildim... bişeyler tasarlayıp yok fiyatına satmaya çalıştım... bazen dolandırıldım... vs vs hatta dahada geriye gideyim 17 -18 yaşındayken netten öğrendiğim programlarla ego tatmini için milleti heklemeye falanda kalktım. Ama Allaha şükür ki çoğu insana vakıf olmayan şeyler öğrendim... çoğu insansa mail kutuma çokça olumlu geri bildirimlerde bulundu...

o ütopik tanımdan sonra son kitabımdan kişisel gelişim adına anlamlı bir alıntı yapayım...

35558_132662356755870_129746127047493_232892_3499170_n.jpg


Çekim yasası ile ilgili ilk çalışmalarıma 2007 yılında The Secret furyasından sonra başladım. Hemen arkasından başarıyla ilgili bütün yayınları incelemeye başladım. Çalışmalarım beni yüzlerce yıl önce yazılan ve söylenenlere götürüyordu. Tasavvufi bilgileri inceledim. Ego terimi ile tanıştım. Kendi acılarım ve yıllar boyu karşılaştığım pek çok insanın yaşantısına egemen olduğunu gördüğüm derin gerçekler nedeniyle son 50 yılda yazılmış kişisel gelişim kitaplarının yüzeysel olduğunu anladım. Ortaya atılan tüm yöntemler işe yarıyormuş gibi görünüyor. Ama derindeki sorunları halletmedikleri için siğil gibi tekrar büyüyordu. Ama 50 yıl önceki ve daha önceleri çıkan kitaplar ve öğretiler ise inanç, paylaşım, cömertlik, dinginlik, dürüstlük, iman gibi “Karakter” tutumları üzerinde durmaktaydı. Son 50 yıldaki çalışmalar ise para, başarı, cinsellik gibi olguları yöntemlere indirgeyerek “davranış” tutumları üzerinde kazanmaya çalışmaya itti. Son 5 yıldır ise düşün, inan, hisset den oluşan sadece “hayal” kurmaya meyilli kitaplar rafları süsledi. İnsanlar bilgi olarak çokça şeyi fark etseler de tembelliklerini ve verme egolarını yenemedikleri için yerinde saymaya devam ettiler. Hayat değişimlerini bir sonraki satın alacakları kitaba, subliminal telkinlere, 3 gün deneyip bıraktıkları yöntemlere bırakmışlardı…

Kuantum fiziği araştırmalarımı, psikoloji kitapları ile desteklemek istediğimde okulumun kütüphanesinden bir dizi kitap ödünç aldım… Bu konuda okur ve düşünürken inançların yapısı konusu ilgimi çekti. Algıların oluşması ile ilgili merakım yerini mantıklı cevaplara bıraktı. Meta modeller nasıl oluşuyordu. Bakış açımızı nasıl yönlendiriyordu. Beklenti kuramı, kendini gerçekleştiren kehanetler, dolanık zihin… tüylerimi diken diken eden cevaplar arka arkaya geliyordu. Algılarımızın ne kadar derinlerde gömülü olduğunu anladım.

Kişisel gelişimin ana maddeleri, yani kişilik gelişimi, iletişimde ustalık eğitimi ve etkileme stratejileri ile ilgili pozitif düşünce kitaplarının öğretilerinin yararlı olduklarını hatta çoğu zaman başarıya neden olduklarını yadsımak istemiyorum elbette. Bu delilik olur. Ama bunlar birincil değil, ikincil nedenlerdir. Bunlarla başarılı olmuş insanlar zaten bu frekansta oldukları için bu seminer ve kitapları çekmişler ve işlerine yaramışlardır. Ama işe bu kitaplarla başlayanlar hep yarı yoldan dönmüşlerdir. Tekniklere ve kitaplara hayat veren temeldeki bakış açısıdır. İyi niyettir.

Kişisel gelişim doğal ve saygı duyulacak bir süreçtir. Bedelinin ödenmesi, sabırla beklenmesi, sürecin izlenmesi gerekir. Her zaman ektiğimizi biçeceğiz bunun kestirme yolu yoktur.


kiminiz bu mesajıma sesimi çıkarmayacak düşünecek, kiminiz boş bi yerinden yakalayıp dalgasını geçecek, kiminiz espiri yeteneğini kullanarak bana mistik insan muameleside yapacak... Ama bunları yaparken hayatın önlerindeki ekrandan ibaret olmadığını unutacaklar... Sanal dünyada herşey vardır... Geçmişi, özgüvensizliğimizi, anılarımızı bastırmak için herşey mevcuttur. Ama bilgisayarı kapattıpta yastığa başınızı koyduğunuzda, gözünüzün önüne gelenlerdir hayat... hayatın kodlardan ibaret olduğu tek yer biraz önce anlamını yitirmiştir çünkü...
Hayatınız boyunca bilinçaltı derinliklerinizde seçtiklerinizi yaşarsınız... İnansanızda, inanmasanızda, kaçıp kurban rolü oynasanızda bu böyledir.

Script, post, ayakkabı, gözlük satmayıp özgün bişeyler üretip göz zevkinizi kaçırdıysam affola... Ama r10 dan soğuduğum gibi burdanda soğutmayın beni. burdaki bilgilere her zaman ihtiyacım olucak çünkü... Seçim sizin. tutumunuz ne olursa olsun,

herkes kendine yakışanı yapar... yukarı mesajlara bakarsanız herkes öyle yaptı... bu mesajdan sonrada öyle olucak...

saygılar
 

axl

0
İyinet Üyesi
Katılım
4 Şubat 2008
Mesajlar
706
Reaction score
17
bence alınganlık yapmayın

uzmanlık alanınız genelde popüler olan bir konu değil

kaldıki bizler mistizm ile quantum farkını ayırdemeyecek kadar webe gömülmüş durumdayız

siz azınlıkta kaldığınız için köstekçileriniz daha fazla olacaktır.

eğer gerçekten quatum konusunda uzman olduğunuzu düşünüyorsanız (bu konuda kitap yazdığınıza göre uzman olduğunuzu sanıyorum) varış noktanız sadece bir yerdir.

umarım o doğru varış noktasına ulaşabilirsiniz
 

Darkart

0
İyinet Üyesi
Katılım
1 Temmuz 2005
Mesajlar
7,037
Reaction score
54
Quantum düşünce ve kişisel gelişim alanında kitap yazacak kadar bilgi ve tecrübeye sahip bir kişinin, birde anlattığına göre onlarca badireler atlatıp bunları kendine tecrübe edebilip hayata farklı bir pencereden bakabilen birinin küçümsediği webmaster kişliklerinin sözlerine bu denli alıngan davranması, kinayeli derin saplamalar yapması bence onun hala kendiyle küs ve kişisel gelişim alanında henüz filiz formunda oldugunu gösteriyor.

Bence gözlem algınızı tekrar gözden geçirmeniz yaşam yolculuğunda rötarsız seyahat etmenize olanak sağlayacaktır. Aksi halde karşılaştığınız her durumu yeniden yaşamış sanacaksınız kendinizi.
 

mathiaxbars

0
İyinet Üyesi
Katılım
24 Temmuz 2006
Mesajlar
9,530
Reaction score
122
2 yılda 600 kitap okudum. sayısız seminere katıldım... Ülkenin ileri gelen kişisel gelişim yazarları tanıştım. o insanlarla birlikte seminerlere programlara katılır hale geldim. tüm bunların yanında 2 yılık bilgisayar programclığı öğrenciğimden sonra DGS ile bilgisayar mühendisliği eğitimime devam etmekteyim...

Owww günde en az 375 sayfa okuyup , okula devam edip bide seminerlere katılıp ve kitap yazarlarıyla tanıştınız.Tebrik ederim güzel bir kondisyon...
 

RabbitHole

0
İyinet Üyesi
Katılım
31 Mayıs 2009
Mesajlar
195
Reaction score
12
Owww günde en az 375 sayfa okuyup , okula devam edip bide seminerlere katılıp ve kitap yazarlarıyla tanıştınız.Tebrik ederim güzel bir kondisyon...

eğer hızlı okuma yeteneğine sahipsen günde 100-150 sayfayı okuyacak makul vakitler bulabilirsin. buda günde 1 kitap yapar. yaz ayları bu duruma çok müsaittir.

inanman için gerçekçi görünmesi gerekmez... ekitaplarımdan birini indirip okursan yukarıda kurduğun cümlenin yaptıklarımın yanında ne kadar ufak kaldığını okursun. eğer bunu yapacak olursan, okuduktan sonra gelip kurduğun şu cümleyi bir daha gözlemle...

ben idda etmiyorum... (denemesi bedava)( 1 saatini Almaz)
 

mathiaxbars

0
İyinet Üyesi
Katılım
24 Temmuz 2006
Mesajlar
9,530
Reaction score
122
eğer hızlı okuma yeteneğine sahipsen günde 100-150 sayfayı okuyacak makul vakitler bulabilirsin. buda günde 1 kitap yapar. yaz ayları bu duruma çok müsaittir.

inanman için gerçekçi görünmesi gerekmez... ekitaplarımdan birini indirip okursan yukarıda kurduğun cümlenin yaptıklarımın yanında ne kadar ufak kaldığını okursun. eğer bunu yapacak olursan, okuduktan sonra gelip kurduğun şu cümleyi bir daha gözlemle...

ben idda etmiyorum... (denemesi bedava)( 1 saatini Almaz)

100-150 sayfalık kitaplar çok güzeldir evet :)

İnanmam için emin ol gerçekci gözükmesi gerek...

Asıl merak ettiğim bu kitapları satıyorsunuzda faturalandırıyormusunuz acaba ?
 

RabbitHole

0
İyinet Üyesi
Katılım
31 Mayıs 2009
Mesajlar
195
Reaction score
12
hayır ama ileride neden olmasın...

telif hakkı ve vergi işlerini araştırıyorum... ama soruyu vergi vermiyosun muhabbetine çekmeye çalışcaksan bu forumda yapma bari... ortada dönen satışları görüyosun...

NOT:
gerçek olan bişeye inanmak mantıksızdır. çünkü o göz önündedir. İnanıyorum yada inanmıyorum demenin hiç bir hükmü yoktur. 5 rakamının medeni halini merak etmek gibidir. elbette 5 rakamı evli deildir... ama bunu düşünmek bile mantıksızdır. önümde bir bilgisayar ekranı var ve ben buna inanıyorum çünkü gerçekçi diyebilirmisin. O önünde olduğü için inanmanın mantığı yoktur.

İnanç zaten görünmeyene inanmaktır... Görünmeyene inandığında o şey görünmeye başlar. ;)
 

mathiaxbars

0
İyinet Üyesi
Katılım
24 Temmuz 2006
Mesajlar
9,530
Reaction score
122
hayır ama ileride neden olmasın...

telif hakkı ve vergi işlerini araştırıyorum... ama soruyu vergi vermiyosun muhabbetine çekmeye çalışcaksan bu forumda yapma bari... ortada dönen satışları görüyosun...

NOT:
gerçek olan bişeye inanmak mantıksızdır. çünkü o göz önündedir. İnanıyorum yada inanmıyorum demenin hiç bir hükmü yoktur. 5 rakamının medeni halini merak etmek gibidir. elbette 5 rakamı evli deildir... ama bunu düşünmek bile mantıksızdır. önümde bir bilgisayar ekranı var ve ben buna inanıyorum çünkü gerçekçi diyebilirmisin. O önünde olduğü için inanmanın mantığı yoktur.

İnanç zaten görünmeyene inanmaktır... Görünmeyene inandığında o şey görünmeye başlar. ;)



Gerçek olan birşeye inanmak mantıksızdır... (hımmm) (mantıksızlıktır denmekmi istendi acaba )

çünkü o göz önündedir. İnanıyorum yada inanmıyorum demenin hiç bir hükmü yoktur. (hımmm)

Görünmeyene inandığında o şey görünmeye başlar. (inanıyon inanıyon göründüğü an inancını kaybediyorsun yani hımmm )



Çok ağır cümleler kaldıramadım ... yinede cevap veriyim


varlık inanmayı gerektirmez ama inanmak varlığı gerektirir, varsa ortaya koyabileceğiniz bir varlık insanları inanadırabilirsiniz yoksa insanların eline bir done verememişsiniz demektir.

Öyle oluncada inandığınız şeyin doğruluğunu insanlara inandıramamışsınız demektir.İnsanlara inanmaları gerektiği yolun inanmaları gerektiği gibi olduğunu anlatabilmek için inandığınız şeylerin olduğunu insanlara inandırmaya çalıştığınız şekilde olduğunun kanıtlarını sunmanız gerekir.


(bkz:karıştırıyım da salladığım anlaşılmasın)


Ayrıca bir başkasını göstererek vergi vermemeyi savunan birinin bence bana yazılarımı bidaha gözden geçirmemi söylemek yerine , yaşam koçu olduğunu legalpara ettiği yazılarını birdaha gözden geçirmesini öneriyorum ;)
 

Muhendis

0
İyinet Üyesi
Katılım
31 Mayıs 2010
Mesajlar
662
Reaction score
12
Konum
Web
Başlıkta "kişisel gelişim"i görünce konu ilgimi çekti. Her ne kadar benim tarzım olmasada, kişisel gelişim kitapları okuyan bir arkadaşım için indircektim. Kitapların arkasındaki ve önündeki (önsözler) yazıları okumadan kitap almam. Kitap ilgimi çektikten sonra burdaki yazılarında ilgimi çekmesi gerekir. Sizin yazdıklarınızı da okudum. Şu satırlar çok güzel,

2 yılda 600 kitap okudum. sayısız seminere katıldım... Ülkenin ileri gelen kişisel gelişim yazarları tanıştım. o insanlarla birlikte seminerlere programlara katılır hale geldim.

Gerçekten tebrik ediyorum sizi. Dolu dolu seneler geçirmişsiniz. Ancak dikkat ettim, çok fazla yazım hatanız var. Yazdıklarınızı incelerseniz bana hak vereceksiniz. Vergi konusunda olduğu gibi herkes böyle yapıyor gibi karşılık vermezsiniz umarım. Bizim çok fazla dikkat etmemiz gerekmiyor. Çünkü biz sizin kadar kitap okumadık, sizin kadar seminerlere katılmadık ve yine sizin kadar ileri gelenlerle görüşmedik. Bizim yazım konusunda hata yapma toleransımız var. Ama sizin yok.

Yazımın başında da belirttiğim gibi, benim için öndeki ve arkadaki yazılar önemlidir. Size hayırlı satışlar. Umarım hedeflediğiniz rakama ulaşırsınız.
 

RabbitHole

0
İyinet Üyesi
Katılım
31 Mayıs 2009
Mesajlar
195
Reaction score
12
Gerçek olan birşeye inanmak mantıksızdır... (hımmm) (mantıksızlıktır denmekmi istendi acaba )

çünkü o göz önündedir. İnanıyorum yada inanmıyorum demenin hiç bir hükmü yoktur. (hımmm)

Görünmeyene inandığında o şey görünmeye başlar. (inanıyon inanıyon göründüğü an inancını kaybediyorsun yani hımmm )



Çok ağır cümleler kaldıramadım ... yinede cevap veriyim


varlık inanmayı gerektirmez ama inanmak varlığı gerektirir, varsa ortaya koyabileceğiniz bir varlık insanları inanadırabilirsiniz yoksa insanların eline bir done verememişsiniz demektir.

Öyle oluncada inandığınız şeyin doğruluğunu insanlara inandıramamışsınız demektir.İnsanlara inanmaları gerektiği yolun inanmaları gerektiği gibi olduğunu anlatabilmek için inandığınız şeylerin olduğunu insanlara inandırmaya çalıştığınız şekilde olduğunun kanıtlarını sunmanız gerekir.


(bkz:karıştırıyım da salladığım anlaşılmasın)


Ayrıca bir başkasını göstererek vergi vermemeyi savunan birinin bence bana yazılarımı bidaha gözden geçirmemi söylemek yerine , yaşam koçu olduğunu legalpara ettiği yazılarını birdaha gözden geçirmesini öneriyorum ;)

Ben elbette senin ve kendi yazılarımı gözden gerçiririm. Ama sana tavsiye ettiğim yazılarımı gözden geçiremeyeceğini biliyorum. Bana karşı tek yapabileceğin smileyler ve garip ses efektleri ile egonu savunmak. Ve gözlemlerim için bir sebep daha oluşturuyosun benim için… Ama yinede senin zihninde bir kıvılcım çakabilmek adına yazıcam… çünkü er geç bu bilgilere başvurur hale geleceğin gün de gelicek...

((( Mühendis nickli arkadasımızın eleştirisine gelirsem eğer...evet imla hataları yapmaktayım. ekitap çalışmalarımda da bu eleştiriyi aldım. Ama özgünlüğü bozmamamak için redktöre vermedim. özgün kalması benim için her zaman yerinde geldi. Ama gerçek baskılı kitap teklifleri var. Bu durumda bir redaktöre verilir elbette. güzel sözlerin içinde teşekkür ederim... şimdi konumuza dönerlim.... ))))


Yaşam koçluğu ile vergi arasında bir bağlantı kuramadım. Neden birbirine bağlıyosun. 3-5 liraya insanlara faydalı olacağını düşündüğüm şeyler satıp harçlığımı çıkarırken birde vergi levhası işine girersem bu durum bana zarar verir. Keşke buna göre düzenlemeler olsada 15 tl nin bi kaç lirasını kolayca verebilsem. Hatta yine bu düzenlemelerle post atan çocuklar dahi vergi verebilse, korsan yayınlar kalksa ozman ne güzel olurdu… ekitaplarımın telif hakkı için kitap başı bin küsür ytl para istediklerini biliyomusun. Script değil ki kodları şifreleyesin. Hadi bahanemiz olmasın dedim. Xticaret ve TRPOST şirketlerine başvurdum. Buralardan dünya kadar komisyon-vergi kesiliyor. Ama kabul edilmedi… bende isterdim ama olmadı. en son çare turgay kardeşimizin kurduğu yeni sisteme koyalım dedik. Oda kabul etmedi. düşünmediğini söyledi...

http://forum.iyinet.com/forum-hakkinda/130086-geliyor-az-kaldi-13.html

Hak yememek konusundaki hassasiyetimi evrenin eşzamanı 2 nin ve düşler sahnesinin önsözünden takip edebilirsin.



Ama yinede biz insanlara faydalı olmaktan vazgeçmedik. Yemedik içmedik, kitaplara para ödedik. (bunların vergisi var) DVD ler getirttik. Düşler sahnesini löseve bağış dekontu karşılığında sattık. Diğer ekitaplarımızı bedavaya dağıtık çok sayıda kişinin güne güzel başlamasına bir tebessümüne vesile olduk hayır duasını aldık… Şartlar olursa vergide veririz. Etik konuda vicdanım çok rahat benim.

Varlık konusuna gelince…
Bizler dış dünyanın şartlarına inandırıldık. “ailevi şartlarım, sosyal şartlarım, maddi şartlarım, eğitim şartlarım bunlar… ozman ben böyle bir hayat yaşayabilirim” dedik. Aklımıza ara ara büyük hayaller gelsede bu şartlarda gerçek olacağına inanmadığımız için, olsa bile nasıl olacağını bilmediğimiz için, bu hayalleri bir kenara bırakıp kendi dünyamıza geri döndük… “dış dünya değişsin, ben zaten değişirim” dedik… Ama bu düşünce çok büyük bir ilizyondur. Çevrenizde hiçbir şey sırf siz iyi olmaya başlayın diye sizi çevreleyen durumlar ve mekanlar dahilinde değişmek zorunda değildir. Çevrenizde hiçbir şey değişmediğinde bile siz bilinçaltınızı değiştirirseniz dış dünya değişmeye başlayacaktır… Bu gerçeklikler bilimsel ve ayetsel boyutta gerçektir. Alıntılar ise evrenin eşzamanının birinci serisinde mevcuttur… Eğer bu bilgileri idrak edemediyseniz hayat boyu inandıklarınızı gözden geçirmenizi temenni ederim.

Bir yaşam koçu robot değildir. Üzülecektir, bazen sitem edecektir, eğer birazcık lider ruhlu ise bazı düşünsel düzenleri değiştirmek için tartışmalara bile girecektir. Bir spiritüel yaşam koçunu içine düştüğü negatif durumlar ile değil o durumlar üzerindeki tutumları ile değerlendirmelisiniz. Bir yaşam koçu polyannacı değildir. Mutluculuk oynamaz. Ortada bir acı bir sıkıntı varsa kendini kandırmak yerine içine dalar o sıkıntının, yüzleşir, acısını iliklerine kadar hisseder, onu olduğu gibi kabul eder. Ama ondan alacağını alıp onun içinden çıkmasınıda bilir. Ve yaşadığı sıkıntı her neyse içindeki bilgeliği bulur çıkartır ve bunu insanlara hiç görmedikleri yönlerden sunar. Sunar ki sizler şu içinzdeki yüzleşemediklerinizle daha rahat yüzleşin diye… Çünkü bir spritüel yaşam koçu duygusal deneyimlere önem verir. Bize ruhani insan gibi bakmanız sizin yanılgınızdır. Çünkü biz insanlar ruhani deneyimler yaşamaya gelmiş insanlar değiliz… İnsani deneyimler yaşamaya gelmiş ruhlarız… üzüleceğiz, kırılacağız, sevineceğiz… varlık yokluk çekeceğiz. Hayat her haliyle olağan üstü ve güzeldir…
Hepimizin kendi fıtratına paralel ruhani bir yanı olmalıdır. Bu onu hayata bağlar. Ben mühendislik dersleri gören, kız arkadası ile gezen, maç izlerken stres atan, espiri yapan, film izleyen, gitar çalıp şarkı söyleyen bir insanken, aynı zamanda meditasyon yapan, spritüel kitaplar yazanda biriyim. Hayattan kopmayı değil, bağlanmayı öğretiyorum zaten…

Herşeyi geçiyorum. 2 yılda yazdıklarım, özgün çalışmalarım, facebook gruplarım ve takipçilerim saygıyı hakediyorlar. Bu işin ciddiyetini ve popüleritesini araştırmak için arama motoruna "kuantum düşünce" yazmanız yeterlidir. Çıkan sonuçlar ortada... Bu ciddi bir selktördür... Okuyucularımın büyük bir kısmının doktorlardan avukatlardan ve öğretmenlerden oluştuğunu ve doktorların tamamlayıcı tıp adı altında bu eğitimi almak için arayışta olduğunu da belirtmek isterim...

Bu konunun üstte durması benim tanıtımımı artırması bir yana “odaklandığın ya da direnç gösterdiğin konunun” sürekli olarak karşına çıkması prensibine hazır olmalısın… Önümüzdeki bir hafta içinde beklentide ol. Bu konularla ilgili Tv de bir programa rastlayabilirsin. Arkadasının elinde bu konuyla ilgili bir kitap görebilirsin, bu konudan bahsedelirken kulak misafiri olabilirsin… ben buna benzerlik paradigmaları diyorum. Kitaptaki elma deneyide buna örnektir… Çünkü burada bu konuya odaklanman dolayısı ile hipnotik bir etki altına alıyosun kendini… bu konuyla ilgili olasılıkları çektiğinde sakın şaşırma… bekle ve gör ben buradayım… bunu neden söyledim… kanıt istiyordun çünkü… çok bişey yapmana gerek yok. Şu bir hafta içinde olacaklara dikkat et… ilk önce tesadüf sanacaksın… ama sen yinede bırakma bak etrafına…

"Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir. Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil bizzat içimizde bir sestir. Şeytanı kendinde ara, dışında, başkalarında değil ve unutma ki nefsini bilen Rabb’ini bilir. Başkalarıyla değil sadece kendiyle uğraşan insan sonunda mükafat olarak Yaradan’ı tanır"
Terbizi ŞEMS
 

DincerAydogdu

0
İyinet Üyesi
Onaylı Üye
Katılım
15 Nisan 2005
Mesajlar
1,741
Reaction score
29
Konum
Live in .NET
İyi satışlar diler ve 1-2 şey eklemek isterim.

30'lu yaşlara gelmiş vizyon sahibi ve kendisiyle konuşmaya vakit ayırabilen her insan çekim kanununun terminolojik tanımının ne olduğunu bilmese de tecrübe ile ne olduğunu bilir ve bunu kendince yorumlayabilir.

Size tavsiyem daha rasyonel sonuçları göze sokmanızdır. Örnek verdiğiniz dikey geçiş küçük bir hedef göstergesidir.
 

RabbitHole

0
İyinet Üyesi
Katılım
31 Mayıs 2009
Mesajlar
195
Reaction score
12
İyi satışlar diler ve 1-2 şey eklemek isterim.

30'lu yaşlara gelmiş vizyon sahibi ve kendisiyle konuşmaya vakit ayırabilen her insan çekim kanununun terminolojik tanımının ne olduğunu bilmese de tecrübe ile ne olduğunu bilir ve bunu kendince yorumlayabilir.

Size tavsiyem daha rasyonel sonuçları göze sokmanızdır. Örnek verdiğiniz dikey geçiş küçük bir hedef göstergesidir.

öneriniz için teşekkür ediyorum. öznel tanımlar konusundaki bakış açınızı beğendim. ben 23 yaşındayım ve 20 yaşında keşfettiğim bir bakış açısını bir kaç yıldır anlatmaktayım. Başarı hikayelerini okduğunuzda büyük başarıların hiç birinin bedelsiz olmadığını bir kaç yıldan daha fazla süre aldığını anlamışsınızdır. elbette zaman burada göreceli bir kavramdır. DGS örneği küçük bir adım gibi görünebilir ama o günlerde bana motivasyon veren büyük bir örnektir. kaldı ki çekim gücünü harekete geçirmenin en önemli öğrelerinden biri ilk önce sahip oldukların ve başardıklarınla ilgili şükranlıktır. Bu durum ettiğin dualarında etkisini arttırır. ölçü büyük bir ev ya da spor araba değildir. bunlara sahip olup mutsuz insanlarda vardır. bana göre ölçü bunlara sahip olurken bizde oluşturdğu manalardır. bende ileride zengin olmak istiyorum. ama en doğru zamanda mutluluk ve sevgi içinde olsun... bu durum ruhsal olarak hazır olduğumda kendiliğinden oluşacak bir durumdur zaten...
 

mathiaxbars

0
İyinet Üyesi
Katılım
24 Temmuz 2006
Mesajlar
9,530
Reaction score
122
Ben elbette senin ve kendi yazılarımı gözden gerçiririm. Ama sana tavsiye ettiğim yazılarımı gözden geçiremeyeceğini biliyorum. Bana karşı tek yapabileceğin smileyler ve garip ses efektleri ile egonu savunmak. Ve gözlemlerim için bir sebep daha oluşturuyosun benim için… Ama yinede senin zihninde bir kıvılcım çakabilmek adına yazıcam… çünkü er geç bu bilgilere başvurur hale geleceğin gün de gelicek...



Niye geçiremiyomuşum , gözden geçirmeden yoksunmu doğdum :D Birincisi ortada yaptığım savunma göremiyorum ki egomu savunıyım.



Yaşam koçluğu ile vergi arasında bir bağlantı kuramadım. Neden birbirine bağlıyosun. 3-5 liraya insanlara faydalı olacağını düşündüğüm şeyler satıp harçlığımı çıkarırken birde vergi levhası işine girersem bu durum bana zarar verir. Keşke buna göre düzenlemeler olsada 15 tl nin bi kaç lirasını kolayca verebilsem. Hatta yine bu düzenlemelerle post atan çocuklar dahi vergi verebilse, korsan yayınlar kalksa ozman ne güzel olurdu… ekitaplarımın telif hakkı için kitap başı bin küsür ytl para istediklerini biliyomusun. Script değil ki kodları şifreleyesin. Hadi bahanemiz olmasın dedim. Xticaret ve TRPOST şirketlerine başvurdum. Buralardan dünya kadar komisyon-vergi kesiliyor. Ama kabul edilmedi… bende isterdim ama olmadı. en son çare turgay kardeşimizin kurduğu yeni sisteme koyalım dedik. Oda kabul etmedi. düşünmediğini söyledi...

http://forum.iyinet.com/forum-hakkinda/130086-geliyor-az-kaldi-13.html

Hak yememek konusundaki hassasiyetimi evrenin eşzamanı 2 nin ve düşler sahnesinin önsözünden takip edebilirsin.


Vergi vermek için kitabınızı tecil etmenize gerek yok .Hadi hak verdim sayalım az kazanıyorsunuz diye vergi vermemenize.Zaten konuda vergi değil vergi vermemeyi savunmanız.


Kitabınızı gidip noterden tek tek sayfa sayfa tecillemenize gerek yok , zaten kesin çözümde değildir.Adobenin artık zaman damgası var.İnternetten o kitap yazılarınızın hepsine zaman damgası vurabilirsiniz.Noterle aynı işlevi görmekte ve çok ucuz (20-30 tl mi ne).Zaten kanunlarla işlemektedir bu yeni yapı.Biraz araştırma yapmaya çalıştığınız konulardan çıkıp güncel konularada odaklanmanızı tavsiye ederim...





Herşeyi geçiyorum. 2 yılda yazdıklarım, özgün çalışmalarım, facebook gruplarım ve takipçilerim saygıyı hakediyorlar. Bu işin ciddiyetini ve popüleritesini araştırmak için arama motoruna "kuantum düşünce" yazmanız yeterlidir. Çıkan sonuçlar ortada... Bu ciddi bir selktördür... Okuyucularımın büyük bir kısmının doktorlardan avukatlardan ve öğretmenlerden oluştuğunu ve doktorların tamamlayıcı tıp adı altında bu eğitimi almak için arayışta olduğunu da belirtmek isterim...

Hiç kimse eleştirmesin elpençe duralım diyorsun yani :D Okuyucu kitleniz eğitim görmüş insanlardan oluşması bizim olaya hayranlıkla yaklaşmamızı gerektirmez.




Bu konunun üstte durması benim tanıtımımı artırması bir yana “odaklandığın ya da direnç gösterdiğin konunun” sürekli olarak karşına çıkması prensibine hazır olmalısın… Önümüzdeki bir hafta içinde beklentide ol. Bu konularla ilgili Tv de bir programa rastlayabilirsin. Arkadasının elinde bu konuyla ilgili bir kitap görebilirsin, bu konudan bahsedelirken kulak misafiri olabilirsin… ben buna benzerlik paradigmaları diyorum. Kitaptaki elma deneyide buna örnektir… Çünkü burada bu konuya odaklanman dolayısı ile hipnotik bir etki altına alıyosun kendini… bu konuyla ilgili olasılıkları çektiğinde sakın şaşırma… bekle ve gör ben buradayım… bunu neden söyledim… kanıt istiyordun çünkü… çok bişey yapmana gerek yok. Şu bir hafta içinde olacaklara dikkat et… ilk önce tesadüf sanacaksın… ama sen yinede bırakma bak etrafına…



Reklamın iyisi kötüsü olmaz diyorsun yani :D Senin benzerlik paradigmaları dediğine bizde güncel veri diyoruz ,zamanla yeni öğrenilen bilgi sıradanlaşır merak azalır heleki gereksiz olduğunu anladığında...Aslına bakarsan sevmediğim için hiçte dikkatimi çekmez.



Başkalarıyla değil sadece kendiyle uğraşan insan sonunda mükafat olarak Yaradan’ı tanır"
Terbizi ŞEMS

Buda bi ayrı bir olay.Diyorsunuzki sallama kimseyi naparsa yapsın sen sadece kendinle ilgilen.Yaşam koçundan çok güzle bir öneri cidden.


Bide tanıştığınız kişilerden ve okuduğunuz kitaplardan örnek verebilirmisin ? Fikir sahibi olmuş oluruz referans aldıkların konusunda...


Neyse demem odurki çok değişik tanımlıyamadığım bir ruh hali içindesiniz.Kısa zamanda düzelmeniz dileği ile...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Backlink ve Tanıtım Yazısı için iletişime geçmek için Skype Adresimiz: .cid.1580508955483fe5

Üst