Gerçek olan birşeye inanmak mantıksızdır... (hımmm) (mantıksızlıktır denmekmi istendi acaba )
çünkü o göz önündedir. İnanıyorum yada inanmıyorum demenin hiç bir hükmü yoktur. (hımmm)
Görünmeyene inandığında o şey görünmeye başlar. (inanıyon inanıyon göründüğü an inancını kaybediyorsun yani hımmm )
Çok ağır cümleler kaldıramadım ... yinede cevap veriyim
varlık inanmayı gerektirmez ama inanmak varlığı gerektirir, varsa ortaya koyabileceğiniz bir varlık insanları inanadırabilirsiniz yoksa insanların eline bir done verememişsiniz demektir.
Öyle oluncada inandığınız şeyin doğruluğunu insanlara inandıramamışsınız demektir.İnsanlara inanmaları gerektiği yolun inanmaları gerektiği gibi olduğunu anlatabilmek için inandığınız şeylerin olduğunu insanlara inandırmaya çalıştığınız şekilde olduğunun kanıtlarını sunmanız gerekir.
(bkz:karıştırıyım da salladığım anlaşılmasın)
Ayrıca bir başkasını göstererek vergi vermemeyi savunan birinin bence bana yazılarımı bidaha gözden geçirmemi söylemek yerine , yaşam koçu olduğunu legalpara ettiği yazılarını birdaha gözden geçirmesini öneriyorum
Ben elbette senin ve kendi yazılarımı gözden gerçiririm. Ama sana tavsiye ettiğim yazılarımı gözden geçiremeyeceğini biliyorum. Bana karşı tek yapabileceğin smileyler ve garip ses efektleri ile egonu savunmak. Ve gözlemlerim için bir sebep daha oluşturuyosun benim için
Ama yinede senin zihninde bir kıvılcım çakabilmek adına yazıcam
çünkü er geç bu bilgilere başvurur hale geleceğin gün de gelicek...
((( Mühendis nickli arkadasımızın eleştirisine gelirsem eğer...evet imla hataları yapmaktayım. ekitap çalışmalarımda da bu eleştiriyi aldım. Ama özgünlüğü bozmamamak için redktöre vermedim. özgün kalması benim için her zaman yerinde geldi. Ama gerçek baskılı kitap teklifleri var. Bu durumda bir redaktöre verilir elbette. güzel sözlerin içinde teşekkür ederim... şimdi konumuza dönerlim.... ))))
Yaşam koçluğu ile vergi arasında bir bağlantı kuramadım. Neden birbirine bağlıyosun. 3-5 liraya insanlara faydalı olacağını düşündüğüm şeyler satıp harçlığımı çıkarırken birde vergi levhası işine girersem bu durum bana zarar verir. Keşke buna göre düzenlemeler olsada 15 tl nin bi kaç lirasını kolayca verebilsem. Hatta yine bu düzenlemelerle post atan çocuklar dahi vergi verebilse, korsan yayınlar kalksa ozman ne güzel olurdu
ekitaplarımın telif hakkı için kitap başı bin küsür ytl para istediklerini biliyomusun. Script değil ki kodları şifreleyesin. Hadi bahanemiz olmasın dedim. Xticaret ve TRPOST şirketlerine başvurdum. Buralardan dünya kadar komisyon-vergi kesiliyor. Ama kabul edilmedi
bende isterdim ama olmadı. en son çare turgay kardeşimizin kurduğu yeni sisteme koyalım dedik. Oda kabul etmedi. düşünmediğini söyledi...
http://forum.iyinet.com/forum-hakkinda/130086-geliyor-az-kaldi-13.html
Hak yememek konusundaki hassasiyetimi evrenin eşzamanı 2 nin ve düşler sahnesinin önsözünden takip edebilirsin.
Ama yinede biz insanlara faydalı olmaktan vazgeçmedik. Yemedik içmedik, kitaplara para ödedik. (bunların vergisi var) DVD ler getirttik. Düşler sahnesini löseve bağış dekontu karşılığında sattık. Diğer ekitaplarımızı bedavaya dağıtık çok sayıda kişinin güne güzel başlamasına bir tebessümüne vesile olduk hayır duasını aldık
Şartlar olursa vergide veririz. Etik konuda vicdanım çok rahat benim.
Varlık konusuna gelince
Bizler dış dünyanın şartlarına inandırıldık. ailevi şartlarım, sosyal şartlarım, maddi şartlarım, eğitim şartlarım bunlar
ozman ben böyle bir hayat yaşayabilirim dedik. Aklımıza ara ara büyük hayaller gelsede bu şartlarda gerçek olacağına inanmadığımız için, olsa bile nasıl olacağını bilmediğimiz için, bu hayalleri bir kenara bırakıp kendi dünyamıza geri döndük
dış dünya değişsin, ben zaten değişirim dedik
Ama bu düşünce çok büyük bir ilizyondur. Çevrenizde hiçbir şey sırf siz iyi olmaya başlayın diye sizi çevreleyen durumlar ve mekanlar dahilinde değişmek zorunda değildir. Çevrenizde hiçbir şey değişmediğinde bile siz bilinçaltınızı değiştirirseniz dış dünya değişmeye başlayacaktır
Bu gerçeklikler bilimsel ve ayetsel boyutta gerçektir. Alıntılar ise evrenin eşzamanının birinci serisinde mevcuttur
Eğer bu bilgileri idrak edemediyseniz hayat boyu inandıklarınızı gözden geçirmenizi temenni ederim.
Bir yaşam koçu robot değildir. Üzülecektir, bazen sitem edecektir, eğer birazcık lider ruhlu ise bazı düşünsel düzenleri değiştirmek için tartışmalara bile girecektir. Bir spiritüel yaşam koçunu içine düştüğü negatif durumlar ile değil o durumlar üzerindeki tutumları ile değerlendirmelisiniz. Bir yaşam koçu polyannacı değildir. Mutluculuk oynamaz. Ortada bir acı bir sıkıntı varsa kendini kandırmak yerine içine dalar o sıkıntının, yüzleşir, acısını iliklerine kadar hisseder, onu olduğu gibi kabul eder. Ama ondan alacağını alıp onun içinden çıkmasınıda bilir. Ve yaşadığı sıkıntı her neyse içindeki bilgeliği bulur çıkartır ve bunu insanlara hiç görmedikleri yönlerden sunar. Sunar ki sizler şu içinzdeki yüzleşemediklerinizle daha rahat yüzleşin diye
Çünkü bir spritüel yaşam koçu duygusal deneyimlere önem verir. Bize ruhani insan gibi bakmanız sizin yanılgınızdır. Çünkü biz insanlar ruhani deneyimler yaşamaya gelmiş insanlar değiliz
İnsani deneyimler yaşamaya gelmiş ruhlarız
üzüleceğiz, kırılacağız, sevineceğiz
varlık yokluk çekeceğiz. Hayat her haliyle olağan üstü ve güzeldir
Hepimizin kendi fıtratına paralel ruhani bir yanı olmalıdır. Bu onu hayata bağlar. Ben mühendislik dersleri gören, kız arkadası ile gezen, maç izlerken stres atan, espiri yapan, film izleyen, gitar çalıp şarkı söyleyen bir insanken, aynı zamanda meditasyon yapan, spritüel kitaplar yazanda biriyim. Hayattan kopmayı değil, bağlanmayı öğretiyorum zaten
Herşeyi geçiyorum. 2 yılda yazdıklarım, özgün çalışmalarım, facebook gruplarım ve takipçilerim saygıyı hakediyorlar. Bu işin ciddiyetini ve popüleritesini araştırmak için arama motoruna "kuantum düşünce" yazmanız yeterlidir. Çıkan sonuçlar ortada... Bu ciddi bir selktördür... Okuyucularımın büyük bir kısmının doktorlardan avukatlardan ve öğretmenlerden oluştuğunu ve doktorların tamamlayıcı tıp adı altında bu eğitimi almak için arayışta olduğunu da belirtmek isterim...
Bu konunun üstte durması benim tanıtımımı artırması bir yana odaklandığın ya da direnç gösterdiğin konunun sürekli olarak karşına çıkması prensibine hazır olmalısın
Önümüzdeki bir hafta içinde beklentide ol. Bu konularla ilgili Tv de bir programa rastlayabilirsin. Arkadasının elinde bu konuyla ilgili bir kitap görebilirsin, bu konudan bahsedelirken kulak misafiri olabilirsin
ben buna benzerlik paradigmaları diyorum. Kitaptaki elma deneyide buna örnektir
Çünkü burada bu konuya odaklanman dolayısı ile hipnotik bir etki altına alıyosun kendini
bu konuyla ilgili olasılıkları çektiğinde sakın şaşırma
bekle ve gör ben buradayım
bunu neden söyledim
kanıt istiyordun çünkü
çok bişey yapmana gerek yok. Şu bir hafta içinde olacaklara dikkat et
ilk önce tesadüf sanacaksın
ama sen yinede bırakma bak etrafına
"Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir. Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil bizzat içimizde bir sestir. Şeytanı kendinde ara, dışında, başkalarında değil ve unutma ki nefsini bilen Rabbini bilir. Başkalarıyla değil sadece kendiyle uğraşan insan sonunda mükafat olarak Yaradanı tanır"
Terbizi ŞEMS