İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

GAY'lik ve Cinsel Yönelim

MéDicLiFé

0
İyinet Üyesi
Katılım
13 Kasım 2007
Mesajlar
802
Reaction score
0
Konum
Acil Servis
Psikolojinin tıbbın damarı olduğunu düşünen biriyim. Eğer bir insanı tedavi etmek zorundaysanız önce onun içinde bulunduğu anlamanız şart.
Ne kadar çok teorik yada pratik bilginiz olursa olsun, eğer hayatınızda bir kez bile olsa yaralanmadıysanız yada trafik kazası geçirmediyseniz üstelik birde doktorsanız asla ama asla acil servis koridorlarını benimseyemezsiniz.
Ufakta olsa bir uyuşturucu deneyiminiz olmamışsa yada uyuşturucu hakkında birebir yakın temas içinde olmadıysanız, uyuşturucu kullanan birine asla ne yapması gerektiğini söyleyemezsiniz çünkü sizde ne söylemeniz gerektiğini bilemezsiniz. Bunun en güzel örneğini İyinet Forumdaki RSS Botunun ne işe yaradığını ve nerden satın alındığını sorduğumda Priapos nickli arkadaşımızın bana "Migros'tan alabilirsin" şeklinde verdiği cevap* ile bağdaştırarak verebilirim. Örnekleri çoğalatmak mümkün. Peki gelelim konuya.
GAY'lik... Gay birine yardım etmesi için bir doktor ne yapmalı yada nasıl yardım etmeli ve edeceği yardımın sınırları ne ölçüde olmalı?
Uzunca bir süre bunu düşündüm. Sonra ne yapmam gerektiğini buldum sanırım ve işe koyuldum. (Üzgünüm düşündüğünüz şeyi yapmadım:))

İnternette önce uzun bir araştırma yaptım ve şimdiye kadar yapılmış olan tüm araştırma sonuçlarını ve makaleleri (toplamda 1300 sayfa kadar) sindire sindire okudum. Sonra önemli yerlerin altını çizerek kısa bir özet geçtim ve altını çizdiğim yerler ile 143 sayfalık özet bir makale hazırladım.

Bu araştırmaların bir çoğu bana ait olmadığı için çıkan sonuçlardan şüphe duydum. (Şüphe duymak, sonuca ulaşana kadar, tıp eğitimi almakta olan birinin yapması gereken en mantıklı davranıştır.)

Ve bu nedenle birde bireysel olarak bir araştırma içine girmek istedim.

www.gsvp.com ve www.yonja.com dan mesaj atarak cevap aldığım ve hiç bir şekilde kişisel bilgilerin paylaşılmadan maddesinide ekleyerek, bu çalışma üzerinde katkı sağlayabilecek misin sorusuna evet yanıtını aldığım ve isimlerini kesinlikle açıklamayacağım 14 kişi ile yaklaşık 60 günlük bir sürede düzenli olarak gerek telefonla gerek yüz yüze gerekse internet üzerinden konuştum.

14 kişinin özellikleri ve hikayesi (Hikaye tıbbi bir terim olup geçmişi, vakkanın özeti anlamına gelmektedir.);

Araştırmada bulunmak isteyen 14 kişiden;
7 tanesi Pasif* rolde,
4 tanesi Aktif-Pasif* rolde,
3 tanesi ise Aktif* roldeydi.

Pasif Rol: Dişi rol
Aktif Rol: Erkek rol
Aktif-Pasif Rol: Erkek+Dişi rol

Pasif yaş ortalaması: 17
Aktif yaş ortalaması: 19
Aktif-Pasif yaş ortalaması: 18

Sorular kişisel görüşlere bağlı kalınmayarak soruldu ve herkez aynı sorulara tabi tutuldu.

1- Hemcinslerinle birlikte olmandaki neden ne olabilir?

=>Alınan genel cevap tercihimi bu yönde kullanmak istedim. Karşı cins itici ve tiksindirici geliyor.

2- Peki bu tercihlerinde seni zorlayan biri oldumu? Küçükken herhangi bir cinsel zorlamaya yada tecavüz gibi bir olaya mağruz kaldın mı?
=>Pasif rol oynayan 7 kişiden 3 tanesi yakinen tanıdıkları kişiler tarafından bir yada birden çok kez tecavüz ile karşılaştıklarını belirttiler.
Diğer 11 kişi soruyu hayır olarak cevapladı.

Bunun üzerine cinsel sömürüye mağruz kalmış olan 3 kişiye soruldu:
-Cinsel tercihinde bu sömürünün bir etkisi olduğunu düşünüyormusun? Sömürüye mağruz kalmasaydın da seçimin bu yöndemi olurdu?

Alınan cevaplar net ve kesindi. Kesinlikle yaşadığım olayların etkisinde kalmadım ve eğer sömürüye mağruz kalmamış olsaydımda seçimimi bu yönde kullanırdım oldu.

(Kişisel yorumumu eklemek istiyorum. Bu cevap beni pekte tatmin etmedi ve biraz daha psikolojik yanıltma uygulayarak ikinci bir soru yönelttim.)

-Peki cinsel bir sömürüye mağruz kalmasaydın da tercihlerini şimdi kullandığın şekilde kullanacağını söyledin. Merak ettiğim eğer böyle tatsız bir olay yaşamamış olsaydın cinsel tercihinde oynadığın rolde bir farklılık olurmuydu aktif-pasif yada aktif yönünde?

Alınan cevaplar çelişkili ve kararsızdı. Tamam diyerek sonraki aşamalara devam ettim.

3- Tercihlerin yönündeki kararlığını ilk ne zaman fark ettin?
=> Genel olarak en düşük yaş sınırı 14 - en yüksek yaş sınırı 17 oldu.

4- Herangi bir uzmandan tercihlerini değiştirmene yardımcı olması için destek yada tercihlerinde değişiklik yapmama fikrinde kararlı olarak danışmanlık hizmeti almayı düşündün mü yada aldın mı?
=> Aldığım cevapta sadece 2 sinin bu tür bir yaklaşım içine girdiğini gördüm ve bunun nedenini araştırmak istedim. Ortaya çıkan sonuç şaşırtıcıydı. Destek talebinde bulunanların 2 side aktif-pasif rolde olan kişilerdi ve aldıkları destek tercihlerinden çayma yönünde değilde, seçmesi gereken rolün hangisinin olduğunu kestirememelerinden kaynaklı olarak alınan bir destekti. (Aktif mi olmalıyım pasif mi yatkınlığım hangi yönde şeklinde.)

Bu da Gayliğin psikolojik bir rahatsızlık olmadığı tezini doğrular nitelikte bir yanıttı ve üzerinde uzun süre değerlendirme yaptım.

5- Maddi durumun ortalama olarak nasıl, ailenlemi birlikte kalıyorsun, eğitim durumun nedir, eğitimine devam ediyormusun, çalışıyormusun, ne iş yapıyorsun? şeklindeki sorularımda;

Maddi durum ortalaması oldukça iyi düzeyde ve kültürel çevreleri elit kesim olarak tabir edilmekte olan pozitif yaklaşımcı kitle.
1'i hariç tamamı halen aktif durumda öğrenim görmekte. (1 kişide müzik eğitimi almak için konservatuar sınavlarına hazırlanıyor.)
Tamamı ailesi ile birlikte kalıyor.

6- Ailene yada çevrene bu tercihinde bahsettin mi, bahsettiysen nasıl bir tepki ile karşılaştın?(coming- out)
=> 14 kişiden 6 sı yakın çevre ve ailesinin bu durumdan haberi olduğunu ve nötr bir tepki aldıklarını ifade ettiler. 8 i ise birlikte olduğu kişilerin ve yakın çevresi hariç başka kimsenin bilgisinin olmadını ifade etti.

7- Hayattan beklentilerin neler, mutlumusun, hayallerinden bahsedermisin şeklinde genel morel ölçme ve kimlik denetimi yapma amaçlı sorular soruldu.
Alınan cevaplar istisnasız ve yüksek derecede olumluydu. Kesinlikle herangi bir kimlik bunalımı ve ruhsal bozukluk olduğuna kanaat getirilebilecek yaklaşımda bir cümle yoktu.

8- Sigara, alkol yada uyuşturucu kullanıyormusun?
=> 14 kişiden 8 tanesi sigara kullanıyor. 6 tanesi nefret ediyor. 2 tanesinin daha önce bir yada birden çok kez uyuşturucu deneyimi olmuş ama aktif bir bağımlı olmadığını ifade ediyor. 4 Tanesi asla alkol kullanmadını ifade ediyor. 10 Tanesi ise alkol alışkanlıklarını sosyal içicilik olarak nitelendiriyor.

9- Cinsel yollar ile geçen hastalıklar hakkında bilgi sahibimisin? Bildiklerini benimle paylaşmanda bir sakınca varmı?
=> Anlatılanlar kendi sağlıklarını korumada yeterli bilgi düzeyinde olduklarını gösteriyor.

10- Cinsel deneyimin oldumu yada kaç kez oldu?

=> Tamamında evet yanıtı alındı ve ortalama alındığında cinsel deneyim oranı 17yaş/9 deneyim şeklinde oldu.
 

MéDicLiFé

0
İyinet Üyesi
Katılım
13 Kasım 2007
Mesajlar
802
Reaction score
0
Konum
Acil Servis
UZMAN AÇIKLAMASI:


Cinsel Yönelim Nedir ?

Cinsel yönelim, cinselliği oluşturan dört unsurdan biridir. Diğer üçünden belli bir cinsiyetteki (gender) bireye karşı süregelen duygusal, romantik ve cinsel çekimle ayrılır. Cinsellikle ilgili diğer üç unsur da biyolojik cinsiyet, toplumsal cinsiyet (gender) kimliği (erkek ya da kadın olmaya ilişkin psikolojik duyum) ve sosyal cinsiyet rolü (eril ya da kadınsı davranışları belirleyen kültürel normlara uyum). Tanınmış üç cinsel yönelime göre; kişinin kendi cinsiyetinden birine yönelmesi eşcinsellik, kişinin karşı cinsiyetten birine yönelmesi karşıcinsellik, kişinin her iki cinsiyete de yönelmesi biseksüelliktir.

Eşcinsel yönelimli bireyler kimi zaman “;gay”; (hem kadın hem erkekler için kullanılır) ya da “;lezbiyen”; (sadece kadınlar için) olarak adlandırılırlar.

Cinsel yönelim, duyguları ve kendilik kavramını (self-concept) içerdiği için cinsel davranıştan farklıdır. Bireyler davranışlarıyla cinsel yönelimlerini ifade edebilecekleri gibi etmeyebilirler de.

Bireyin Cinsel Yöneliminin Nedenleri Nelerdir ?

Bilim insanları tarafından, bir bireyin cinsel yöneliminin nasıl geliştiği henüz anlaşılmamıştır. Farklı teoriler cinsel yönelimin nedenleri için farklı kaynaklar önermiştir; genetik ya da doğuştan gelen hormonal etkenler ve erken çocukluk döneminde yaşanılanlar gibi ... ( Buna karşın birçok biliminsanı, cinsel yönelimin erken yaşlarda biyolojik, psikolojik ve sosyal etkenlerin etkileşimiyle şekillendiği düşüncesini paylaşırlar. )

Cinsel Yönelim Bir Seçim midir ?

Hayır. Çoğu insan için cinsel yönelim ergenlik döneminde (adolescence) hiçbir cinsel deneyim olmadan ortaya çıkmaktadır. Buna ek olarak, kimi bireyler cinsel yönelimlerini eşcinsellikten karşı cinselliğe çevirmek için yıllar boyunca hiçbir başarı elde edemeden uğraştıklarını ifade ederler. Bu nedenlerden dolayı psikologlar, cinsel yönelimi isteğe bağlı olarak değiştirilebilen bilinçli bir seçim olabileceğini düşünmezler.

Eşcinsellik bir Zihinsel Hastalık mıdır ya da Duygusal bir Problem midir ?

Hayır. Psikologlar, psikiyatristler ve diğer sağlık uzmanları, eşcinselliğin hastalık, zihinsel bozukluk ya da duygusal bir problem olmadığında hemfikirdirler. 35 yıldan beri yapılan yansız araştırmalar eşcinsel yönelimle duygusal ya da sosyal problemler arasında herhangi bir bağın olmadığını göstermiştir.

Geçmişte eşcinsellik hakkında bilgi terapi görmekte olan lezbiyen ve gaylerden elde edildiği için toplum ve zihinsel hastalık uzmanları eşcinsellik ile ilgili taraflı ve gerçekdışı düşünceleri savundular. Ne zaman ki araştırmacılar terapi görmeyen lezbiyen ve gaylerden gelen bilgileri değerlendirdiler, eşcinselliğin zihinsel bir hastalık olduğu görüşünün yanlış olduğunu anladılar.

Amerikan Psikiyatri Birliği 1973 yılında yeni araştırmaların önemini tüm zihinsel ve ruhsal hastalıkları içeren resmi el kitabından “;eşcinsellik”; terimini çıkartarak onayladı. 1975 yılında ise Amerikan Psikoloji Birliği bu değişikliği destekleyen bir karar çıkarttı. Kimi insanlar eşcinsel yönelim ile zihinsel hastalıklar arasında bir bağ kurarak onları hasta olarak damgalamaktadırlar. Bu iki birlik ise, tüm zihinsel ve ruhsal hastalıkları uzmanlarını, bunun gerçekdışı olduğunu ifade etmeleri konusunda zorlamaktadır. Eşcinselliğin bir zihinsel bozukluk olarak sınıflandırılmamasından bu yana, yapılan yeni araştırmaların bulgularıyla iki birlik tarafından bu düşünce güçlendirilmiştir.

Lezbiyen ve Gayler iyi Ebeveyn Olabilirler mi ?

Evet. Eşcinsel ve karşı cinsel ebeveynlerce yetiştirilen çocukların karşılaştırıldığı çalışmalar sonucunda iki guruptaki çocuklar arasında zeka, psikolojik uyum, sosyal uyum, arkadaşlarıyla iyi ilişkiler kurma, toplumsal cinsiyet rol kimliklerin gelişimi ya da cinsel yönelimin gelişimi bakımından hiçbir fark bulunmamıştır.

Eşcinsellikle ilgili bir diğer stereo tip de eşcinsel erkeklerin çocuklara cinsel taciz etme eğilimlerinin karşı cinsel erkeklerden daha fazla olduğu düşüncesidir. Eşcinsellerin, karşı cinsellerden daha çok, çocuklara cinsel tacizde bulundukları hakkında hiçbir kanıt yoktur.

Neden kimi lezbiyen ve gayler cinsel yönelimlerini başkalarına açıklıyorlar?

Çünkü bu yönlerini diğerleriyle paylaşmak, zihinsel sağlıkları için önemlidir. Lezbiyen ve gayler için açılma olarak tanımlanan kimlik gelişimi sürecinin psikolojik uyumla (adjustment) sıkı bir bağlantısı vardır. Gay ve lezbiyen kimliği ne kadar olumlu olursa, kişinin zihinsel sağlığı ve kendine güveni de o kadar iyi olacaktır.

Kimi gay ve lezbiyenler için açılma (coming- out) süreci neden zordur ?

Yanlış stereotipler ve önyargılar lezbiyen ve gayler için açılma sürecini duygusal problemlerin yaşanabildiği zorlu bir süreç haline getiriyor. Lezbiyen ve gayler, kendi cinslerinin çekiciliğinin farkına varmaya başladıklarında kendilerini farklı ve yalnız hissederler. Ayrıca aile, arkadaşlar, çalışma arkadaşları ve dinsel kurumlar tarafından reddedilme olasılığı da korkutucudur.

Bunlara ek olarak, eşcinseller ayrımcılığın ve şiddetin de daima hedefi olmuşlardır. Şiddetin ve ayrımcılığın tehdidi de gay ve lezbiyenlerin gelişiminin önünde önemli bir engeldir. 1989’; da yapılan bir ulusal araştırmada gaylerin %5’; inin, lezbiyenlerin ise %10’; unun gay ve lezbiyen olmalarıyla ilişkili olarak fiziksel saldırıya ve tecavüze uğradığı, %47’; sinin ise yaşamları sürecinde ayrımcılığa maruz kaldıkları saptandı. (Diğer araştırmalar da buna benzer yüksek oranda ayrımcılığı ve şiddeti saptamışlardır.)

Lezbiyen ve gaylere karşılaştıkları önyargılar ve ayrımcılıkla mücadelelerinde yardım etmek için ne yapılabilir?

Lezbiyen ve gaylere karşı olumlu bir tavrı benimseyenlerin çoğu bir ya da daha çok gay ve lezbiyen tanıdıklarını söylerler. Bu yüzden, psikologlar bir grup olarak gay ve lezbiyenlere karşı olumsuz tavrın onlarla birebir yaşanılanlardan değil stereo tiplerden ve önyargılardan kaynaklandığını düşünürler.

Bununla birlikte, diğer azınlık gruplarında olduğu gibi ayrımcılığa ve şiddete karşı korunma çok önemlidir. Bazı eyaletler kişinin cinsel yönelimini temel alan şiddeti farklı olana karşı duyulan nefretin doğurduğu suçlar olarak görürler ve sekiz Amerikan eyaletinde cinsel ayrımcılığa karşı yasalar uygulanmaktadır.

Terapi ile cinsel yönelim değiştirilebilir mi ?

Hayır. Her ne kadar eşcinsel eğilim zihinsel bir hastalık olmasa ve lezbiyen ve gaylerin karşı cinselliğe dönüştürme çabasında herhangi bir bilimsel bulgu bulunmasa da, bazı bireyler kendi cinsel yönelimlerini ya da başka bireylerinkini (çocukları için terapi talepleri olan aileler gibi) değiştirmek isteyebilirler. Bu çeşit terapiyi üstlenen kimi terapistler danışanlarının cinsel yönelimlerini (eşcinsellikten karşı cinselliğe) değiştirdiklerini rapor etmişlerdir. Bu raporlarda yapılan inceleme sonucunda şüphe uyandıran faktörler bulunmuştur: Bu iddiaların birçoğu zihinsel sağlık araştırmacılarından değil, cinsel yönelime ideolojik açıdan bakan organizasyonlardan gelmiştir. Ayrıca tedavi süreci ve sonuçlarının da belgelendirilmesi yetersizdir. Bunun yanında danışanın tedavi sonrası durumunun gözlem süresi de çok kısadır.

1990 yılında Amerikan Psikoloji Birliği dönüşüm terapilerinin sonuç vermediğine tam aksine yarardan çok zarar verdiğini bilimsel kanıtlarla bildirmiştir. Bireyin cinsel eğiliminin değiştirilmesi, cinsel davranışlarının değiştirilmesinden ibaret değildir. Çünkü, bu tür bir terapi kişinin duygusal ve cinsel dünyasını, duygularını değiştirmeyi, kişinin kendilik kavramını ve sosyal kimliğinin tekrar yapılandırılmasını gerektirecektir. Bazı zihinsel sağlık uzmanlarının cinsel yönelimi dönüştürme çabasında olmalarına karşın; diğerleri, hastalık olmayan ve kişinin kimliği için çok önemli olan bu kişisel özelliği değiştirme çabasının etiğini sorgulamaktadırlar.

Terapi talebinde bulunan her gay ve lezbiyen cinsel yönelimlerini değiştirmek istememektedir. Gay ve lezbiyenler açılmak ve önyargılar, ayrımcılık ve şiddetle baş etmek için psikolojik yardım talebinde bulunuyorlar.

Toplum için eşcinsellik hakkında daha çok eğitim görmek neden önemlidir?

İnsanların cinsel yönelimler ve eşcinsellik hakkında eğitilmesi eşcinsellik karşıtı önyargıların azalmasını sağlayacaktır. Eşcinsellik hakkında doğru bilgiler özellikle kendi cinsel kimlikleriyle çatışma içinde bulunan genç insanlar için önemlidir. Bu bilgilere ulaşmakla kişinin cinsel yöneliminin etkilenmesi gibi bir endişe ya da korku geçersizdir.
 

MéDicLiFé

0
İyinet Üyesi
Katılım
13 Kasım 2007
Mesajlar
802
Reaction score
0
Konum
Acil Servis
KİŞİSEL FİKRİM:
1- Gaylik psikolojik suretli bir bozukluk değildir.
2- Genel olarak cinsel sömürünün etkili olduğu söylenemez. Kişisel seçimler doğrultusunda ve kültürel çevre ile yakından ilişkili bir durumdur.
3- Genel olarak gaylerin büyük çoğunluğu ilk cinsel deneyimlerini aktif yada aktif-pasif olarak yaşıyorlar ve ilerleyen dönemlerde aktif yönleri pasif kalıyor.
4- Genel olarak daha önce karşı cins ilede ilişkilerinin olduğu söylenebilir.
5- Genel olarak sosyal kişiliklerdeler ve özgüvenleri oldukça sağlam.
6- Genel olarak gelecekten umutlular ve yaşamlarından memnunlar.





ÖNEMLİ NOT:
Konu hakkında kişisel fikirlerinizi belirtirken bazı çerçeveleri aştığınız durumda, derhal banlanmanız için elimden gelen tüm gayreti sarfedeceğimden emin olabilirsiniz.
Kesinlikle kişisel tercih ve seçimlere saygısızlık içeren; aşşalayıcı ve küçük düşürücü nitelikteki yorumları kabul etmiyorum.


Konu bilimsel bir çalışmadır, lütfen konuya yaklaşımınız bu yönde olsun.

Son olarak;
Araştırma için çok çaba sarf ettiğimden emin olabilirsiniz. Ve ben bunun yılın makalesi olduğunu düşünmekteyim. Bu yüzden teşekkürlere açığım:)

Burada konunun özeti verildi. Makalenin tamamını sistemimiz tamamlandıktan sonra sitemizden takip etmeniz mümkündür.

Eğer bu konuyla ilgili ÖZEL NİTELİKTE bir paylaşım yapmak isteyebilecek arkadaşlarımız varsa profilimdeki mail adresimden ve özel mesaj yolu ile mesajlarınıza açığım. Kesinlikle hiç bir kişisel bilginin paylaşılması söz konusu dahi değildir.
 

MéDicLiFé

0
İyinet Üyesi
Katılım
13 Kasım 2007
Mesajlar
802
Reaction score
0
Konum
Acil Servis
Kaynaklar:
"Psikoloji ve Siz"
Amerikan Psikoloji Birliği

Sayın hocamız Uzm. Psk. Murat Yüksel'e verdiği emeklerinden ötürü sonsuz teşekkürleri borç bilirim.


Lütfen konu hakkında sizde bir yorum yaparak bu değerlendirmelere katkıda bulunun.
 

webyazilim

0
İyinet Üyesi
Katılım
12 Haziran 2006
Mesajlar
1,511
Reaction score
0
Konum
Kayseri
sorması ayıpta bunun bu forumda ne işi var ? tıp forumuna falan yazsaydınız daha iyi olmaz mıydı ? forumda kelalaka durmuş.
 

webyazilim

0
İyinet Üyesi
Katılım
12 Haziran 2006
Mesajlar
1,511
Reaction score
0
Konum
Kayseri
kusura bakmayın, ben yeni mesajları tarayıp bu başlıklara ulaştığımdan farketmemişim.
 

mathiaxbars

0
İyinet Üyesi
Katılım
24 Temmuz 2006
Mesajlar
9,530
Reaction score
122
şimdi yazıdan ben kendi hallerine bırakalım anladım benmi yanlış anladım :?
 

Ozcan

0
İyinet Üyesi
Katılım
12 Mayıs 2007
Mesajlar
3,749
Reaction score
59
Konum
Antalya
Bende gaylik bi hastalıktır gay seniz gidin tedavi olun anladım. :D
 

Angelo

0
İyinet Üyesi
Katılım
13 Aralık 2004
Mesajlar
9,603
Reaction score
111
Konum
AZ
Kimse kimseyi rahatsız etmedikçe herkes istedini yapsın bu dünyada. Gayler evlensin mutlu olsunlar, bizi geren birşey yok. Kadın gaylere bayılıyor millet, video/resim arşivi yapıyor. Erkek gay (i*ne) duyduk mu tüyler diken diken. Bunun bir formülü olduğunu sanmıyorum, kimisi yaşadığından, kimisi doğal halinden bir şekilde bu yola yönelmiştir. Her vaka ayrı incelenmeli, ben böyle düşünüyorum.
 

Priapos

0
İyinet Üyesi
Katılım
6 Ekim 2006
Mesajlar
2,241
Reaction score
2
Konum
Eskişehir
Beni rahatsız etmedikleri sürece kimsenin hayatına karışmam...

medic , Geyik bölümündeydi o konu , o nedenle bende geyik yaptım :p
 

MéDicLiFé

0
İyinet Üyesi
Katılım
13 Kasım 2007
Mesajlar
802
Reaction score
0
Konum
Acil Servis
şimdi yazıdan ben kendi hallerine bırakalım anladım benmi yanlış anladım :?

Tam olarak o şekilde değil. Yani aranıza katılmalarına izin verin. Yani şöyle söyleyeyim. Herangi bir anormallikleri yok onlarında tıbben yada fiziken, ruhen...
Sadece özgür irade ve tercih seçimleri alışılmışın biraz dışında. Ama bu onları toplumdan dışlama sebebi olmamalı diye düşünüyorum.

Bende gaylik bi hastalıktır gay seniz gidin tedavi olun anladım. :D

Yazının bir kaç satırını okuyup bırakmandan kaynaklanıyor o düşünce. Hiç bir şekilde bir fizyolojik yada psikolojik bozukluk bulgusu bulunanamamıştır tıp tarihinde şimdiye kadar.

O yüzden de tedavi edilmesinde bir anlam yoktur. Yani tedavi edilecek bir yerleri yoktur... Dediğin olay olmayan bir yaraya pansuman yapmak gibi bir şey.
 

MéDicLiFé

0
İyinet Üyesi
Katılım
13 Kasım 2007
Mesajlar
802
Reaction score
0
Konum
Acil Servis
tez veya doktora konusu muydu acaba ?

Tam olarak o şekilde sayılmaz bir hocamın araştırma konusuna katkıda bulundum bende elimden geldiğince ve kendim için bir tez hazırlamak istedim. Psikolojide eğer ödevi seçme şansım olursa üzerinde çalışacağım konu bu olacak. Bir ön hazırlık diyelim.

Makalenin tamamı 143 sayfadır.
 

MéDicLiFé

0
İyinet Üyesi
Katılım
13 Kasım 2007
Mesajlar
802
Reaction score
0
Konum
Acil Servis
Uygunsuz mesajlar silinmiştir. Lütfen yorum yapmadan önce konuyu eksiksiz olarak okuyun ve konuyu bilimsel bir araştırma olarak değerlendirin.

Evet burada bu konunun verilmesi sizlerin alışık olmadığınız bir durum. Sağlık bölümü açılalı 24 saat bile olmadı ama bu kesinlikle sağlık araştırmalarında ahlak sınırlarını zorlamanızda geçerli bir sebeb değildir.
 

pigeon

0
İyinet Üyesi
Katılım
22 Şubat 2005
Mesajlar
2,873
Reaction score
12
Konum
Ankara
güzel bir anket çalışması olmuş. bu konuyla ilgili araştırmalarda tarihin derinliklerine de konu o dönemlerde yaygın olduğu için mutlaka inilmeli. bunun dışında kült olan sodom ve gomora mevzuları ve tüm kutsal kitaplarda geçen açıklamalarını inceleyebilirsiniz.
 

Turkmucit

0
İyinet Üyesi
Katılım
18 Ocak 2006
Mesajlar
1,523
Reaction score
0
Bence bilimsel birşey için ancak siz yazarsınız ,okuyorsanız bu bölümü.Ancak buraya foruma açıyorsanız bir birey olarak bizim görüşlerimizi de silmemelisiniz! Beğenmediklerinizi silerseniz sadece sizin yazdıklarınız kalır.
Genede siz bilirsiniz !
 

MéDicLiFé

0
İyinet Üyesi
Katılım
13 Kasım 2007
Mesajlar
802
Reaction score
0
Konum
Acil Servis
Bence bilimsel birşey için ancak siz yazarsınız ,okuyorsanız bu bölümü.Ancak buraya foruma açıyorsanız bir birey olarak bizim görüşlerimizi de silmemelisiniz! Beğenmediklerinizi silerseniz sadece sizin yazdıklarınız kalır.
Genede siz bilirsiniz !

Ancak BOZULMUŞların tamiri de mümkün değilse atılmalı
Ancak BOZULMUŞların tamiri de mümkün değilse atılmalı , yada en azından bozuk oldukları kabul edilmeli.
Özgürlükler başka özgürlüklerin sınırına girdiklerinde biter !

demişsin.

Bir insana bozuk dediğini fark ettin mi?
Yani nasıl bir yorum anlayışı bu? Hangi tıp etiği hangi ana yasa hangi uluslar arası anlaşma hangi Allah hangi Din sana böyle bir yetki veriyor?

Bir insana ancak hasta diyebilirsin (ki hasta tıp terimlerinde geçtiği anlamında denebilir ancak yani fizyolojik yada psikolojik bir eksiği olan anlamında sizin anladığınız argodaki hastasın sen gibi anlamlar taşımadan)
Ki bu kelimeyide asla ve asla sen diyemezsin çünkü bunu diyebilecek insanlar Yasalarda ve uluslar arası hukukta belirlenmiş uzman ve pratisyen hekimler + tıp fakültesi eğitimi almış yada almakta olan kişilerdir.


Ayrıca özgürlük konusunda da söylemek istediğim bir kaç konu var kimse sana git sozrla bir erkekle ilişkiye gir demiyor yada kimse tutupta seni buna zorlamıyor. Burda başkalarının hem cinsleriyle ilişkiye girmesinde senin özgürlüğünü kısıtlayıcı kısmı ben anlayamadım.
 

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Backlink ve Tanıtım Yazısı için iletişime geçmek için Skype Adresimiz: .cid.1580508955483fe5

Üst