İyinet'e Hoşgeldiniz!

Türkiye'nin En Eski Webmaster Forum'una Hemen Kayıt Olun!

Kayıt Ol!

Grafiker - İş İstasyonu

axl

0
İyinet Üyesi
Katılım
4 Şubat 2008
Mesajlar
706
Reaction score
17
Nette gezerken gördüm ve çok hoşuma gitti bu yazı
Orjinali bu linkte

İş istasyonu bilgisayar, iş istasyonu grafiker!

Son yıllarda moda bir deyim var; iş istasyonu bilgisayar, iş istasyonu grafiker!

Tıpkı tren istasyonu gibi bir deyim.

Bunu icad edenler tüm işleri tek başına kaldıracak kadar güçlü bir bilgisayar veya grafiker anlamında bu deyimi kullanıyorlar.

İş istasyonu grafiker deyiminin kapsamının içinde art direktör yok, yardımcı grafiker yok. Müşteri temsilcisi hatta sekreter hatta patron bile yok.

Hatta şirket bile yok.

Ne var?

Bir tek grafiker ve müşteri var.

Sistem şöyle çalışıyor;
Patron bir büro tutuyor, 3 sandalye 3 masa alıyor. Bir sandalye ve bir masayı grafikere veriyor, masaya da bir PC veya Mac koyuyor. Diğer masayı ve sandalyeyi de sekretere veriyor, önüne de bir telefon koyuyor.

Diğer masa ve sandalyeyi de kendisi kullanıyor.

Sekreter patronun ara dediği yerleri telefonla arıyor, bağla dediği telefonları bağlıyor. Sekreter sadece patrona çay getiriyor ve telefonlarını arıyor.

Grafiker kendi çayını kendi alıyor, kendi çöpünü kendi döküyor, kendi masasını kendi topluyor… Arayacağı telefonları kendisi arıyor, sekretere ara dese sekreter ona “kendin ara” diyor. Veya ancak müşterilerin aranması halinde sekreter arayıp grafikere bağlıyor.

Patron sadece ilk kez işi grafikere anlatıyor, topu grafikere attıktan sonra işin diğer gelişme ve sonuç bölümlerini grafikerin müşteriyle görüşüp sonuçlandırmasını istiyor. “Bana problem yaratma, müşteriyle tartışma, işi sonuçlandır”, diyor.

Grafiker müşteriyle görüşüyor, fotoğrafları istiyor, dekupeleri yapıyor, dizgiyi yapıyor, taslağı ortaya çıkartıp müşteriye yolluyor. Müşteriyi arıyor, işin gidişatını müşteriyle yürütüyor, matbaa ile görüşüyor, işi baskıya yolluyor.

Faturayı patron tahsil ediyor.

Grafiker maaşını ya alıyor ya alamıyor.

Sekreter sadece patronun sekreteri oluyor. Hatta sekreter meşgul iken telefonlara grafiker bakıyor.

Sekreter 18.00 olunca çekip giderken grafiker çoğunlukla iş bitmeden çıkamıyor veya sürekli gece 21,00 - 22,00 gibi işten çıkıyor ve çoğunlukla büroyu grafiker kilitliyor.

Bu grafikere iş istasyonu deniliyor. Çünkü modası geçmiş freehand, quark gibi programların yanında illüstrator ve indesign bilmesi, photoshopun son versiyonunu bilmesi, hatta web yapması, flash ve dreamweaver da bilmesi isteniyor.

İş istasyonu deniliyor, çünkü hangi iş gelirse gelsin bu grafikerden kaçmaz, iş hemen biter, bütün işler iş istasyonunda toplanır, bütün işler bu grafikerde toplanır deniliyor.

İş istasyonu deniliyor, çünkü bu grafikerin art direktöre, yardımcı grafikere ve hatta müşteri temsilcisine ihtiyacı yok, dolayısı ile ekip çalışmasına gerek yok deniliyor… Bu grafiker metin bile yazıyor.

Bu iş istasyonu grafiker üç kişinin işini yapsa bile yine bir kişilik maaş alyor, onu da ya alamıyor ya da geç alıyor…

Bunun normal olduğunu savunanlar artık modern teknoloji böyle gerektiriyor, piyasa böyle istiyor, hayat şartları bunu emrediyor, ekonomik kriz bunu dayatıyor diyorlar.

Bunlar;

Yok oldu artık ekip,
Grafiker olmalı tek tip !

diyerek, grafik tasarımda uzmanlaşmaya ve ekip çalışmasına son vermek istiyorlar ve adeta şunu diyorlar;

Geldi art direktörlüğün sonu,
Yaşasın grafikerlikte iş istasyonu!

Değerli kardeşlerim, bu konuda sizler ne diyorsunuz?
 
T

trgy

Misafir
Freelance iş bulabilen birisi bunları yapmaz zaten ama bulamıyorsa bunları yapmak zorundadır. Yani herkes kendisi çizer bu yolu. Bazıları peşinden koşturur bazıları peşinden koşar olay bu kadar basit.
 

axl

0
İyinet Üyesi
Katılım
4 Şubat 2008
Mesajlar
706
Reaction score
17
Herkes freelance iş bulabilecek kadar şanslı olamıyor bazen. Bulamayan mecburen yapmak zorunda kalıyor. Ama bu, yolunu kendisi çizer olarak yorumlanacak bir konu değil bence.

Amacım bu tip sosyal bir sorunun karşısında verebildiğim tek tepkinin gülmek olduğunu belirtmek.

Tasarım kabiliyeti olan bir grafiker genelde ortalamanın üstünde maaşla iş bulabiliyor, ama yine de reklam ajanslarının çoğu yukarıda anlatılan zihniyettedir. Bu durumda bazen iy bir maaş bile durumu kurtarmıyor.

Mesela kendimden örnek vereyim;
Şu an çalıştığım yerde asıl işim grafik tasarım ama müşteri pcsine format atmaktan ofiste yemek yapmaya kadar çoğu işi ara ara geliyor karşıma. Her ne kadar hoşlanmasamda hayır diyemiyorum çünkü hayır dediğimde başıma gelme ihtimali olan şeyleri biliyorum ve geleceğim için endişeleniyorum. Daha iyi bir yerde çalışma imkanı buluncaya kadar şimdilik tamam abi diyorum. Tamam abi demem kendi yolumu çizdiğimden değil, alternatifimin şimdilik olmamasından kaynaklanıyor.

Konuyu geyik olsun diye açtım ama kendimi çok ciddi gördüm :D
 

usmentr

0
İyinet Üyesi
Katılım
10 Mart 2010
Mesajlar
18
Reaction score
1
grafiker değil trafiker

yer mi yemez mi bilmiyorum ama
- "10 liraya logonu yabarım abbiii",
- "webini de..",
- "ha kartvizit mi? yarım sate elinde..",
- "gurumsal kimlik? bizim işimiz..",
- "he evet.. üçde(!) animasyonda yapıyos..",
- "acansız biz acans..."
diyenlerle başlayan bi süreç bu..

gördü ki o patron (ki daha önce götürü usulü alt taşeron müteahitlik yapmış olması muhtemel) webde grafikde iyi para var.. :))
alırım totoşop bilen adamı hergün duyduğu yeni bi program adını da isterim.. 3-4 elemanı maaş vermeden şutlayınca zaten piyasadan anlarım... :)))

bi de çalışanlara bakalım;
photoshop freehand gibi bikaç programı kursta menü kullanımı olarak öğrenmeyi "grafikerlik" olarak sayan adamlar dolmaya başlayınca (ki ben tasarım eğitimi aldım ve kendime bu yaşta bile grafiker diyemiyorum grafik bitirmiş naşşaklı arkadaşlarım varken...) işler de ucuzlar..
- "daha önce neydi canım... zigiyolardı bizi.." anlayışındaki işverecek potansiyel de...

o zaman;
- "yaw senin yaptığın tasarımda ne var?..."
- "aslında bizim yeğen de internetçi..."
- "bırrağh zaten ne yaptın ki bu kadar bara istiyon"lara doğru eğrildik..

...ajanslarda çaycılıktan, grafiker abilerin yanında bikaç tuş oynamaya başlayanlardan, operatör olurken grafiker olmaya başladı.. hatta bunlar "matbaa" lara:)) art direktör diye girmeye başladı..
... kurs çıkışlı çocuklar piyasayı kasıp kavuran ilşler(!) yapmaya başladı..
... tarlasını satan adam wep sitesi(!) şirketi kurmaya başladı...

e daha ne olsun bu hale geliriz.:))

son olarak hep sorarlar.. bizden niye google çıkmıyo diye..
e b kadar sokarsan çıkmaz tabiii:))

sürçü lisan ettiyse affola
 

Darkart

0
İyinet Üyesi
Katılım
1 Temmuz 2005
Mesajlar
7,037
Reaction score
54
İşini iyi yapan kimseyi o şartlar altında çalışırken görmedim. Ne kadar ekmek o kadar köfte tamda bu yazıya uygun oluyor :)
 

axl

0
İyinet Üyesi
Katılım
4 Şubat 2008
Mesajlar
706
Reaction score
17
polyannacı olmaya gerek yok

işini çok iyi yapan ve yaptığı iş kadar iyi maaş alamayan çok tasarımcı var

istisnalar kaideyi bozmadığı için iyi şartlarda çalışanları bu hesaba katmıyorum

kaldı ki tasarımcı olarak bilmem ne ajansta 2500-3000 lira maaş alan adamlara bile benzer sorunlardan şikayetçiler
 

poGo

0
İyinet Üyesi
Katılım
30 Ocak 2010
Mesajlar
142
Reaction score
4
Çok söyleyeceğim var ama pek yeri değil :) Sizce bu durumda olan sadece grafikerlermi bu ülkede? Bu ülkede gayri safi milli hasıla 10000$ denmiyormu? Bu ülkede okuyup belli bir seviyeye gelene değilde parası olana kıymet verilmiyormu? Şimdi burdan hareketle bu anlatılan olaya kim anormal diyebilir bu ülkede? Bizim ülkemiz birilerinin çalışıp üstünden geçinenlerin daha fazla para aldığı ve kolay para kazandığı bir ülke. Bunu yazan arkadaş buna istasyon der, ben sırttan para kazanmak derim, uğur dündar tüyü bitmemiş yetim hakkı der :) İşte bundan gerisi yalan bu ülkede :)
 

Darkart

0
İyinet Üyesi
Katılım
1 Temmuz 2005
Mesajlar
7,037
Reaction score
54
Masallara çook uzağım, sadece realist düşünüyorum.
Zaten yazının içeriğide benimle aynı fikirde gizliden gizliye...
3 masa 3 sandalye diye başlıyor...Böyle bir yerden hayır bekleyen, parasını alabileceğini sanan, kaliteli işler yapacağını düşünen ve herşeyden önce orayı ajans sanan biri benim gözümde amatördür işini iyi yapamayındır. Yıllardır girip çıkmadıgım reklam ajansı kalmadı, tanışmadıgım insan görüşmediğim kişi kalmadı. Hiç birindede işini kaliteli yapan, doğru düzgün bilgi ve eğitime sahip birini görmedim. Merdiven altı tabir ettiğim o tarz ajanslarda da o tarz kişiler çalışıyor. Aksi halde ne çalışsınki öyle bir yerde? Madem yaptığı iş saçmalık neden iyi şartlarda çalışan binlerce kişi gibi oda çıkmıyor kabuğundan? Neden? Çünkü işini yeteri kadar bilmiyordur ondan, bunun başka hiç bir açıklaması yok ;)

Kaldı ki bir çok işin yapılması kadar güzel bir şey yok. Ben çalıştığım ajanslarda kendimi harap ederdim, 3d çiziyim, web sitesini ben yapiyim, şu belgelesi ben montajlıyım diye kendimi yerdim. Çünkü bir çok işi öğreniyorum, müşteriyle konuşmak, baskıya iş yollamak süper. Keşke bunların tümünü öğretecek bir yer olsada insanlar sadece a4 sayfa açarak hazır clipartlarla sayfa renklendirip iş yaptığını sanmasa. Hemde üstüne para kazanarak :)
Daha ne istenebilirki?
 

Türkiye’nin ilk webmaster forum sitesi iyinet.com'da forum üyeleri tarafından yapılan tüm paylaşımlardan; Türk Ceza Kanunu’nun 20. Maddesinin, 5651 Sayılı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasına göre, paylaşım yapan üyeler sorumludur.

Backlink ve Tanıtım Yazısı için iletişime geçmek için Skype Adresimiz: .cid.1580508955483fe5

Üst