İbrahim Tatlıses taş gibi bir adamdır.
Neler atlattı..
Yıllara meydan okuyan o fiziği, dünyanın en ünlü tenorlarına tırnak ısırtan ilahi sesi onu geri getirir.
Ama Beyaz TVde en son yayında söylediklerini birkez daha hatırlamak lazım.
35 yıldır ne kaldı ki yaşamadığı İbonun? Kim onun gibi gözümüzün önünde yaşadı hayatını?..
Hatalarının bedelini, sevdiği kadınları, dövdüğü kadınları, batırdığı işleri konuşmadık mı yıllardır?
Peki ama neden kızamıyoruz herşeye rağmen İboya?
Balçiçek İltere savurduğu o ürküten Kalem kırılır tehdidine rağmen..
-Çünkü İbrahim Tatlıses bu ülkede survivor tanımına giren birkaç kişiden biridir.
-Çünkü bütün Güneydoğuya günün birinde onun gibi olabilme umudunu veren adamdır.
1980lerde İstanbul pavyonlarından gece hayatına sıçrayabildi.
1990larda PKKya haraç verdi diye devletin karalistesine alındı, hatta Susurluk Çetesi tarafından tehdit edildi.
-İşin garibi PKK da muhtemelen o dönemde tehdit etmiştir İboyu.
Hatırlayın, çok nadiren gidebildiği Almanya turnelerinde hep olay çıkardı.
-Birileri Kürtçe söyle diye slogan atardı.
-O da inatla gelmedi o dönemde provokasyonlara..
-Biraz da onun için liberal aydınlar sevemedi onu.
-O, savaşın en kara günlerinde bile devlete, ülkesine kara çalmayı beceremedi hiç çünkü.
-Kimileri düzenin adamı oldu dedi.
*Şimdilerde Şiwan Perwer için kırmızı halılar serenler, bu toprağın çocuğu İbrahim Tatlısesin içinden geçtiği cendereleri pek çabuk unuturlar oysa.
*Oysa ne kolay olurdu onun için de. Fakirliğine isyan edip çakmak bu sisteme.
*Yağardı ödül üstüne ödül yurtdışından ona da..Ama bu milletin bu toprağın kendisini var ettiğini, hatası günahıyla bağrina bastığını da bilir İbo.
*Kadınları affeder onu hep.. Vatanı gibi..
*Deli doludur.. Dayak atar sonra oturur ağlar.
*İranlı da hayrandır ona, İsrailli de.
*CDleri Pariste de satar, Erbilde de..
Bodrumda kulup açar ortalık yıkılır eğlenceden.
Sonra sosyetenin otelini almak isteyince hemen gizli faşizm devreye girer, yallah musluklar kapanır.
Ama ben hep onu yıllar önce bir Cumhuriyet Bayramında Taksim Meydanında İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası ile verdiği konseri ile hatırlarım.
Birinci kemanların yayları ile alkış tuttuğu, nefeslilerin hayranlıkla dinlediği haliyle..
Bir Ramazanda Allahın ona bahşettiği sesiyle okuduğu Ezanla..
Elvisimizdir o bizim..Kraldır..
Bu toprağın çocuğudur.. Uyanır elbet.
Ahu Özyurt