Sen İstanbuldasın senin anana bacına Zonguldak'tan küfür ediyorda bir şey mi oluyor? İnci Sözlüğe girmediğiniz için zaten orada yapılan küfürleri kimsenin ciddi anlamda yazmadığını anlarsınız ama at gözlüğü takmaya devam ediyorsunuz. İnsanlar 12 saat çalışıyorlar. İşveren işçinin psikolojisini önemsemiyor, gidipde terapi yaptırmıyor. İnsanlarda stres atmak için ÖZGÜR bir alan olan interneti kullanıyorlar. Adam günde 12 saat çalışacak üstüne birde halı saha maçı yapacak, yok artık.
Küfür ederek rahatlamak, bunu terapi saymakta enteresan bir yöntem. Küfür etmek iyi bir şey değildir, iyi birşey olsaydı yolda yürürken karşısına geçip birine küfrettiğinizde size saldırmaya çalışmak yerine gülümser ve teşekkür ederdi.
Küfür, muhattabını rahatsız eden bir davranıştır. Biri diğerini rahatsız ederken özgürlükten bahsetmek pekde akıllıca bir davranış değildir. Küfürü ne kadar haklı bir terapi yöntemi olarak buluyorsanız, çalarak zevk alan bir adamın telefonunuzu, bilgisayarınızı, arabanızı veya paranızı çalmasınıda özgürlük çerçevesinden değerlendirmeniz gerekir. Bakalım o zaman ne kadar müsamaha gösterebiliyorsunuz.
Siz bu fikri savunarak, yarın evinizin önüne park ettiğiniz arabanızı çizen ve bunu rahatlamak adına yapanlarıda, arabanızın lastiklerini patlatanı da, hatta evinizin camlarını indirererek rahatlayanlarıda normal karşılamanız gerekecektir.
Gerçek terapi istiyorsanız bir derdi olanın derdini çözün, zorda kalmışın elini tutun, insanlara faydalı olun.. Ve gerçek terapi istiyorsanız, ibadet edin.. Şurada klavyedeki tek tuşa basabilmek için bir sinir hücresinin nasıl çalıştığını bilseniz, nasıl bir yaratıcının eseri olduğunuzu anlamanız çok daha kolay olacaktır. O yaratıcıya yönelin, ruhunuzu arındıracak olan gerçek terapi budur.