Fantastik bazı şeyler söylediniz arkadaşlar. Deniliyor ki bu tarz muhalefet yapmak, Amerika-Avrupa yanlısıdır. Yani su andaki hükümete karşı çıkmak muhalefet etmek de Amerika-Avrupa yanlısı olmaksa ben bu vücudu kapatıp bodruma yerleşeyim. Gayet objektif siyasi hiçbir şey söylemeden var olan olaylardan yola çıkarsak bile bunun olmayacağını görebiliriz. 1995'de parlamentodan siz Avrupa'ya tek taraflı bağlanıyorsunuz ancak zenginler köşkünün dış kapısındaki kulübede oturursunuz, bakın orada Rusya, Çin, Türki cumhuriyetler var diyen bir Abdullah Gül'ümüz vardı. Bugün ise hızlı Avrupa Birliği müzakerecileri oldu bu arkadaşlar. Giremeyeceğimizi bile bile bu halkı 2-3 sene uyuttular. Türkiye gözünü medeniyete çevirsin, medeniyet batıdır dediler. Bu arkadaşlar başbakanların bile randevu alamadığı bir zaman da daha hiçbir sıfatları yokken, seçimler öncesinde bir Amerika gezisi yaptılar. Hangi sıfatla randevu verildi bu arkadaşlara orada? Ben muhalif yazı yazanları Amerikan yanlısı olmakla suçlayan arkadaştan bu kafamdaki soru işaretlerini aydınlatmasını rica edeceğim.
Sonra bölücülüktür teröristlik dendi. Teröre karşı hiçbir ama hiçbirşey yapmayan insanları sevmemek (bir de "sayın", "kelle" klişeleri var), onları benimsememek bölücülükse elhamdülillah bölücünün en önde gideniyim. Benim de bu ülkede söz hakkım, oy hakkım varsa benim için en önemli mesele budur, buna bu şekilde yaklaşan adamı benimsemem, sevmem, cumhurbaşkanı demem. Ne kadar karizmatik, halk adamı, kitlelerin abisi bile olsa, beni pek alakadar etmez.
Ben Abdullah Gül'ün devlet adamlığı portresine birşey diyemem. Kendisi başbakanlık, bakanlık, dış temsilcilik yapmış bir insan, her türlü devlet adabı ve birikimi olduğundan en ufak bir şüphem yok. Muhalefetim de din eksenli değil, eğer bu arkadaşlar gelirse aman laiklik elden gider din devleti olur tribinde hiç değilim. Onurlu ve doğru düzgün yaşayan bir millet olduktan sonra kendilerini halife bile ilan edebilirler zerre kadar rahatsızlık duymam. Dünya seküler anlayışla yönetiliyor, bize mi fazla diyecek kadar da onlardan daha liberalim merak etmesinler.
Benim muhalefetim radikal ve güçlü bir yönetim görmek istediğimdendir. Şuna bak hala oturmuşuz burada neler tartışıyoruz. Elalem fezaya çıkıyor, nano teknoloji geliştiriyor, biz de boş işler peşindeyiz. AB sevdası peşinde koşan aptal aşık budala, ekonomisini dışa %100 bağımlamış, vatanındaki eşkıyayı def edemeyen minicik dandik bir devlet olmuşuz yahu. Devleti ben yönetmediğime göre herhalde bu konumda bulunmamızda sebep bu ve bundan önceki yönetimlerin toplamıdır. Türkiye'de üretmeyi değil Türkiye'de pazarlamayı zihniyet edinmiş bir partiye, ölen onca insana rağmen birşey yapmayan partiye, kendi hırsları yüzünden bizi bu kadar saçmalıkla boğuşturan partilere (buna chp de dahil), hiçbir gelecek projeksiyonu olmayan, kalkınmasını neye dayandırdığı belli olmayan bir partilere (bütün partiler böyle, aptal saptal birbirlerine giydirmek veya etnik azınlık eksenli politika yapmak dışında şunu yapacağız, sorunları/eğitimi böyle çözeceğiz diyen parti var mı bildiğiniz?) oy verene de akıllı diyemeyeceğim ben kusura bakmayın. Bu durumdan hoşnut olan varsa akşam yemeğinde demokrasi, sabah kahvaltısında özgürlük ve insan hakları yiyebilir. Zaten demokrasi eğitim seviyesi düşük milletlere fazla gelecek bir lükstür. Benimki seninkini döver, senin arkanda asker var, bunun başı kapalı gibi tartışmaları yapan bir halkın demokrasi neyine, kolları sıvayıp dövüşerek karar versinler kimin kimi döveceğine. Ben zaten hiçbir zaman hazzetmedim bu demokrasi işinden, saçlarımı Hitler gibi sağa tarıyorum çocukluğumdan beri.
Çok uzun yazdım kusura bakmayın, özetle birileri dinci diye başkalarını seven, birileri başımız kapalı diye bizi dışlıyor diyen, birileri de etnik azınlık terörizmine destek veren partiler arasında bu ideolojilere oy veren bir millet varsa, onların topu cahildir. Ne anladınız o demokrasiden, fikirler değil kısır döngülerinin çarpıştığı bir seçim.