Bazılarınız sanırım din derslerinde ve Türkçe derslerinde bahçeye kaçıp top oynamışlar.
- Birleşik kelimelerde büyük/küçük ünlü uyumu aranmaz.
- Müslüman olabilmek için "ben müslümanım" demek yeterlidir. Hatta bunu demeye gerek bile yoktur. Ben içimden geçiririm müslüman olurum. Diğer "müslümanlar"ın benim dinimin derinliğini, boyutunu, ciddiyetini araştırma, aşağılama veya eleştirme yetkileri yoktur. Müslümanlık dininde eğer felçliyseniz, haraket edemiyorsanız bile içinizden geçirerek veya gözleriniz ile namaz dahi kılabilirsiniz. Niyet herşeyin ötesinde gelir ve de niyet sadece Allah ile kul arasındadır. Dinin en basit temeli olan kul ile Allah arasında olmak niteliğini öğrenmemiş insanların, Allah denmez şu denir, adı budur vs gibi sığ tartışmalar yapmadan önce gidip bu temelleri öğrenmeleri gereklidir bana kalırsa.
- Yine dinde, "dualar şöyle edilmiyor" diye bir cümle geçemez. İnsan istediği şekilde dua eder, o, o insanın vicdanına ve yaratıcı ile olan diyaloğuna kalmış birşeydir, isteyen istediği şekilde dua eder. Böyle istatistik tutan bir kurum mu var da, kimin duada Allah kimin Tanrı dediğini bilebiliyorsunuz? Veyahut böyle bir bilgimiz olsa dahi, bundan size ne?
- Tanrı kelimesi Hristiyanlığın tekelinde bir kelime değil. Türkçe konuşan hristiyanlar tarafından kullanılıyor diye İslam dininin dışlaması gereken bir kelime olması gerekmiyor. Ayrıca yine İslam dini Hristiyanlık dinini dışlayan/yok sayan bir din değildir. Onu da içine kapsar, Hz. İsa müslümanların da bir peygamberidir. O insanların dua ettikleri (Tanrı/Rab/God/Allah) yaratıcı müslümanların da inandığı birebir aynı yaratıcıdır.
- İslam sevgi, saygı, hoşgörü dinidir. Sen Allah'a böyle dedin, o sapık Müslüman olmasın, bu adam gerçekten Müslüman mı, gibi ilginç sorular gerçek müslümanların kafasında olmamalıdır.
Amacım kimseyi kırmak, aşağılamak değil. Ancak çoğu yerde görüyoruz, dini çok ateşli şekilde savunma ihtiyacı hisseden arkadaşların, en temel en basit sevgi/hoşgörü felfesini, Mevlana'nın ne olursan ol yine de gel düşüncesini, Peygamber'in size vurana diğer yanağınızı gösterin felsefesini benimsememiş olmalarını görmek üzüntü veriyor.
Bu budur, şu şudur gibi ders verir gibi yazmış gözüküyor olabilirim, yazdıklarımdan yanlış olduğunu düşündüğünüz varsa kaynakları kutsal kitaplar, hadisler ve Kurtlar Vadisi Pusu Ömer Baba'dır.
- Birleşik kelimelerde büyük/küçük ünlü uyumu aranmaz.
- Müslüman olabilmek için "ben müslümanım" demek yeterlidir. Hatta bunu demeye gerek bile yoktur. Ben içimden geçiririm müslüman olurum. Diğer "müslümanlar"ın benim dinimin derinliğini, boyutunu, ciddiyetini araştırma, aşağılama veya eleştirme yetkileri yoktur. Müslümanlık dininde eğer felçliyseniz, haraket edemiyorsanız bile içinizden geçirerek veya gözleriniz ile namaz dahi kılabilirsiniz. Niyet herşeyin ötesinde gelir ve de niyet sadece Allah ile kul arasındadır. Dinin en basit temeli olan kul ile Allah arasında olmak niteliğini öğrenmemiş insanların, Allah denmez şu denir, adı budur vs gibi sığ tartışmalar yapmadan önce gidip bu temelleri öğrenmeleri gereklidir bana kalırsa.
- Yine dinde, "dualar şöyle edilmiyor" diye bir cümle geçemez. İnsan istediği şekilde dua eder, o, o insanın vicdanına ve yaratıcı ile olan diyaloğuna kalmış birşeydir, isteyen istediği şekilde dua eder. Böyle istatistik tutan bir kurum mu var da, kimin duada Allah kimin Tanrı dediğini bilebiliyorsunuz? Veyahut böyle bir bilgimiz olsa dahi, bundan size ne?
- Tanrı kelimesi Hristiyanlığın tekelinde bir kelime değil. Türkçe konuşan hristiyanlar tarafından kullanılıyor diye İslam dininin dışlaması gereken bir kelime olması gerekmiyor. Ayrıca yine İslam dini Hristiyanlık dinini dışlayan/yok sayan bir din değildir. Onu da içine kapsar, Hz. İsa müslümanların da bir peygamberidir. O insanların dua ettikleri (Tanrı/Rab/God/Allah) yaratıcı müslümanların da inandığı birebir aynı yaratıcıdır.
- İslam sevgi, saygı, hoşgörü dinidir. Sen Allah'a böyle dedin, o sapık Müslüman olmasın, bu adam gerçekten Müslüman mı, gibi ilginç sorular gerçek müslümanların kafasında olmamalıdır.
Amacım kimseyi kırmak, aşağılamak değil. Ancak çoğu yerde görüyoruz, dini çok ateşli şekilde savunma ihtiyacı hisseden arkadaşların, en temel en basit sevgi/hoşgörü felfesini, Mevlana'nın ne olursan ol yine de gel düşüncesini, Peygamber'in size vurana diğer yanağınızı gösterin felsefesini benimsememiş olmalarını görmek üzüntü veriyor.
Bu budur, şu şudur gibi ders verir gibi yazmış gözüküyor olabilirim, yazdıklarımdan yanlış olduğunu düşündüğünüz varsa kaynakları kutsal kitaplar, hadisler ve Kurtlar Vadisi Pusu Ömer Baba'dır.