Konu kisa kisa anlatilamayacagi ve bu forum dini forum olmadigi icin ben link veriyordum...
Benimki biraz özel ve değişik. Tanrı üzerine yoğun olarak düşünmeye başladığım 6 aylık dönem oldu, bu dönem içinde çeşitli inançlardan insanlarla sohbet etme imkanım oldu. Kiliseye gitme gibi niyetim yoktu. Ama "bişiler" oldu ve kiliseye gittim, bir İncil aldım, okudum. Bu 6 aylık dönemin son 2 ayı İncil hakkında oldu, çok detaylı okudum, sorular sordum. Sorularıma da kiliseden cevap aldım. Ama kafam karışıyordu, çünkü sizin gibi müslümanlar gelip gelip bişiler diyordu ve genelde kötü şeyler söylüyorlardı. Para, pasaport, yurt dışı, kızlar, vs.. Ben o zamanlar Tanrı hakkında düşünen ve kendim için doğruyu arayan biri olarak, birçok dini inceleyebildim. Ve sonunda Hristiyanlık ve Sahaja Yoga arasında bir yerdeydim. Baktım ki herkesin kötülediği kilisede bana ne para verildi, ne pasaport, ne de başka birşey. Aksine böyle olmadığını gördükçe daha da ısındım ve merak ettim. Daha sık gitmeye başladım, çünkü Hristiyanlık hakkında söylenen kötü şeyler beni daha da yakınlaştırmıştı. Ama daha tam karar vermemiştim, hergun İncil'i okuyup 2-3 gunde bir defa da kiliseye gittim, sorularımı sordum. Sorularıma cevap veren kişi orada ki kültür merkezinde çalışıyordu., yerleri siliyordu, ilgilenenlere İncil'i anlatıyordu. O kişi geceleri de çıkıp şehirde geziyor, her yerde İncil'i anlatıyordu. O'nun hayatını izledim bir süre. Maddi açıdan sıkıntı da idi. Ben bir keresinde bu kişiye borç para bile vermiştim. Ondan sonra oturup iyice düşündüm, bir tarafta bazı kötü söylemler bir tarafta bu kişi. Ardından orada başka kişilerle de tanıştım ve giderek kiliseye daha sık gittim ve orada daha fazla huzur ve çok yakın bir sevgi ortamı gördüm. Kimi zaman bu kadar iyi olamaz, bir sahtelik var diyordum içimden. Bu süreçte pazarlari kiliseye gittim, pazar ibadetinden sonra olan soru cevap toplantısına katıldım ve sorularımı tüm kilise yönetimi cevapladı. Hafta içlerinde ise az önce bahsettiğim, ilk tanıştığım kişi olan Ramazan bey cevaplıyordu. Ek olarak hafta içinde bir gün tüm kilise bir İncil çalışması yapıyor ve tek bir kişinin dayatmasıyla değil, herkesin düşüncesini söyleyerek tartışmasıyla çalışılan bölüm hakkında sohbet ediliyordu.
Bu dönemde İncil'deki çelişkilerden bahsedenler de oldu. Bunlardan birini kendim alıp inceledim teker teker. Yazıda iddia edilen 7 tane madde vardı. Kendi kendime o an internet kafede iken, verilen ayetleri ve ayetlerin dipnotlarını teker teker okuyarak bazı açıklamalara ulaştım. Bir baktım ki ilk 3 maddeyi kendim bulmuştum. Bunun gibi 2 çelişki-cevap olayı daha oldu. Bu durum beni İncil'i araştırmaya daha çok yöneltti, daha fazla inceledim çelişki olaylarını, iddiaları ve halen daha okuyorum zaman zaman...
Bir süre sonra iman ettim. Ancak bu daha çok yürekten oldu, aklımda bazı sorular vardı hala tabi ki ancak, nasılsa araştıracak çok şey vardı. Müslümanlık kafama takılmıştı, müslümanlık nedir? diye soruyordum, ama bana islamiyet hakkında kötü birşey söylemediler, ısrar ettim yine söylemediler. Bir taraf kötülüyordu diğer taraf buna cevap olarak bişi demiyordu. İstediğimi okuyabileceğimi araştırabileceğimi söylediler.
İncil'deki çelişkiler, İncil hakkındaki iddialar ve kiliseler hakkındaki iddialar konuları neredeyse benim için kapanmıştı, sıra İslamiyet hakkındaki iddiaları incelemek olmuştu. Daha önce öldürülen Turan Dursun un bir kitabını okumaya başladım. 30-37 sayfa okudum bıraktım. Daha fazla da okumadım ve bu tür iddialar, tartışmalar vs. pek ilgilenmedim bir sene kadar. Daha fazla kiliseye gidip, kilisenin vaftiz olmak için şart koştuğu 15 vaftiz dersini bitirdim ve vaftiz oldum. Tabi bu dersler de ilginç idi benim için ilk duyduğumda. Çünkü herkes insanların Hristiyanlaştırılmaya çalışıldığını, buna uğraşıldığını, para verildiğini söylerken benim önüme bir ders konulmuştu. Hristiyan olmak Isa'yi kisisel kurtarıcınız ve Rabbiniz kabul etmekle oluyordu ancak vaftiz olmak için İncil çalışıp, dersleri bitirmeni gerekiyordu...
Bunlardan başka ilk kiliseye gittiğim ve İncil okuduğum gün ve dedemin kolu kırılıp dua ettiğim ve ertesi gün hastanede olan bazı şeyler, olaylar, mucizeler var ama bunlar bana özel şeyler, buradan yazmayacağım, bunları herkes ile paylaşmıyorum.
Ancak benim kiliseye gittiğim de ilk konuştuğum kişi olan, o zaman yerleri silen, şimdi ise kilisenin önderi olan Ramazan Arkan beyin Tanıklığını okuyabilrsiniz.
Hürriyet gazetesinden;
http://antalyaincilkilisesi1.sitemynet.com/hurriyet.htm
+ları söyler misin demiştin, ben böyle değerlendirmeler yapmıyorum pek. Yani dinleri karşılaştırma olayına pek girmiyorum. Her dini, onu yaşayan, o din hakkında bilgili olan kişiden öğrenmeye çalışıyorum. Ama kısaca diyebilirim ki, daha mutluyum.
Bir de merak ettiğim birşey var, neden link vermemden çekiniyorsun? Bu korku nedir?
İkinci şey de büyük harflerle SON DİN diyorsun. Bunun senin fikirlerindeki karşılığı, Hristiyanlığın, İncil'in hükmü kalmamış demek anlamındadır. Sen böyle yazarken benim inancima ve kitabima karşı "iyi olmayan" bir söylemde bulunuyorsun ve konuyu dini bir tartışmaya çekiyorsun, ben ise sana bu konuda bir cevap vermeyeceğim. Benim bu konudaki inancımı, sitemdeki kitapları okuyarak öğrenebilirsin. İnanki bu tür "iyi olmayan" teolojik, tarihsel iddialar, kimi zaman da "direkt bana ve aileme küfür" şeklinde olan mailler her gün bana geliyor. Ayrıca bil ki hem ateist, hem Hristiyan, hem de müslümanların bu konulardaki iddialarını okumuş birisiyim. Ama buradan tartışmayalım. Lakin ben tartışmayı da pek sevmem, inancımın teolojissini, ayetleri, tarihi ispatları vs. gibi konuları değil de "eylem" ile bazı şeyleri "duyurmayı" denerim. Her Hristiyanın duyurma yöntemi farklıdır. Kimisi doğrudur kimisi yanlistir. Ama ben sizin bahsettiğiniz gibi elime broşür alıp çıkmıyorum, site yapıyorum, sorusu olanlara cevap veriyorum, duyurmak için daha az rahatsız edici şeylere yöneliyorum. Çünkü sadece inancımı duyurmak değil, aynı zamanda İncil'e göre başka inançtaki kişilere de saygı göstermek zorundayım.
Her Hristiyan aynı değildir... Tıpkı her müslümanın veya başka bir dinin mensubunun aynı olmadığı gibi...
Ben hepinize saygı duyuyorum, kendi adıma konuşuyorum ve kimseyi kandırmak gibi bir niyetim yoktur. Hesap vereceğim yerler Tanrı'dır, T.C. yasalarıdır. Gerisi boştur, kim ne derse desin.
Neyse benim anlatacaklarım az veya çok var işte. Kilisem Antalya'da ben ise şu anda İzmir'deyim. Yakın bir zaman içinde Rab dilerse Antalya'ya gideceğim bir süreliğine eğer denk gelirsek ve istersen sohbet ederiz.
Rab hepinizi bereketlesin.