Herkese selamlar..
Saat şu anda 00:24 ve ben saat 11:00'da Mersin Oteli önünde AtlasJet'in servisinden indim.eve gelip birşeyler atıştırdım ve bu 18 sayfa yazıyı okudum.Şimdi ise ben yazıyorum.Aslında başka bir başlık açacaktım ama burdan devam edeyim dedim.Herşeyi en ince ayrıntısına kadar anlatacağım şimdi..
Tarih: 17.08.2006 Saat: 14:05:30
Cep telefonuma gelen sms:
SAYIN YOLCUMUZ 3E1983 PNR NO ILE UCAGINIZ 19AUG 07:10 IST-ADA, 19AUG 20:30 ADA-IST SEFERLERİ 1 KISILIK ATLASJET E-BILETINIZ DUZENLENMISTIR IYI UCUSLAR
Bu mesajda bir hata var.Ben Adana'dan İstanbul'a gidiyorum.Ama bilet ters alınmış.Hemen Serdar Bey'e ulaşıp durumu bildiriyorum.Daha sonra aynı gün saat 15:26:31'de telefonuma şu mesaj geliyor.
SAYIN YOLCUMUZ 3E23BA PNR NO ILE UCAGINIZ 19AUG 09:20 ADA-IST , 19AUG 18:05 IST-ADA SEFERLERI 1 KISILIK ATLASJET E-BILETINIZ DUZENLENMISTIR IYI UCUSLAR
19 Ağustos Cumartesi günü AtlasJet'in Mersin Carrefour-Sa Kavşağı Total Petrol önünden kalkan servisiyle Adana Havaalanı'na gittim.Atlasjet görevlisine kimliğimi ve PNR numaramı verdim.Hemen check-in işlemim yapıldı.Daha sonra saat 09:20'de AtlasJet'in KK 33 sefer sayılı uçağına bindim.Saat 10:45 civarında İstanbul Atatürk Havalimanı'na indim.
Serdar Bey ile görüşmem saat 15:00-16:00 arası idi.Ben de programımı buna göre yapmıştım.Randevu saatine kadar hem müşterim hem dostum olan
www.forumcentury21.com sitesinin sahibi Oğuz Bey ile görüşecektim.Oğuz Bey bana kolaylık olsun diye Mecidiyeköy'de randevu verdi.
Havalimanının en alt katında bulunan Hafif Raylı Metro ile Yenibosna'ya geçtim.(Havalimanı-DTM-Yenibosna)
Yenibosna'da metrodan çıktığınız nokta zaten otobüs durağı.Her noktaya mutlaka otobüs var.Ordan bindiğim Mecidiyeköy otobüsü ile Mecidiyeköy'e ulaştım.
Mecidiyeköy'de Alisamiyen Stadı'nın yaklaşık 50 metre gerisinde yol üstünde Yapı Kredi Bankası bitişiğinde bir Arçelik bayisi var.Oğuz Bey'in orda bir işi varmış beni de oraya çağırdı ve orada buluştuk.
Daha sonra yerini tam hatırlamıyorum ama galiba Levent'ti Şirvan Restaurant'ta öğle yemeği yedik.Yemekten kalktığımızda saat 14:30 civarıydı.Serdar Bey'i yemekten kalkmadan hemen önce arayıp nereye gelmem gerektiğini sordum.Telefonu ilk açtığımda açan kişi stajermiş.Ben yerlerini sorunca bana randevu alıp almadığımı sordu.Daha sonra da Mecidiyeköy'de dedi.(İyi ki İstanbul'da demedi
) Daha sonra kendisi adresi veremedi (yetki bakımından) ve benim telefonumu aldı.Lokantanın kapısından çıktık arabaya oturduk telefonum çaldı.Arayan Serdar Bey idi.Samiyenin karşısı no 49/1 oraya gelin bulamazsanız bana haber verin dedi.
Oğuz Bey beni samiyenin karşısında bıraktı ve gitti.O köşe başındaki muhallebicinin önünde durdum.Serdar Bey'i tekrar aradım.Yine aynı kişi çıktı ve ben sizi arattırayım dedi.2 dakika geçmedi telefonum tekrar çaldı.Serdar Bey'e muhallebicinin önündeyim dedim ve telefonda bana adım adım tarif etti yeri.(Şimdi dershanenin önündeyim,şimdi NT'nin önündeyim,şimdi sizin binanın önündeyim gibi..)
Bu şekilde binayı buldum.Binayı o şekilde görünce hayal kırıklığına uğradım.Çünkü o binada kesinlikle bir datacenter olamazdı.Bu imkansızdı.Ayrıca bana sıkı güvenlikten bahsedilmişti.Binanın girişinde iki tane adam vardı.Ama güvenliğe benzemiyorlardı.Ama bana ters ters baktılar.Ben de galiba güvenlik diye "Direk mi geçiyoruz" diye sordum.Evet dediler..İyice umudumu yitirdim.Asansöre bindim ve 3. kata çıktım.Asansörden inince direk sağ tarafa baktım önce kapı yoktu.Her katta tek daire olan binalardan.Sol tarafta ise bir tane otomatik daraba vardı.Sağ ve sol köşelerde ise resimlerde görülen kameralar.
10 saniye kadar bekledim kapı açılır falan diye ama açan olmadı.Kapalı olan darabaya tıkladım hemen kalkmaya başladı.Meğersem güvenlik beni görüyormuş ordan ama kapıyı çalmamı bekliyormuş.Daraba yavaş yavaş kalktı ve genç takım elbiseli ve haddinden fazla ciddi bir güvenlik görevlisi darabanın hemen sonrasındaki baya kalın camlı kapıyı açtı.Tam kapının karşısında da resimde yüzünün yarısı çıkan diğer güvenlik görevlisi duruyordu.İkisi de haddinden fazla ciddiydi.
"Serdar Bey ile görüşecektim randevum var" dedim.Kapıyı açan genç güvenlik görevlisi üzerimdeki tüm eşyaları çıkarmamı istedi.Cüzdan,telefon,bozuk para,fotoğraf makinası,ıslak mendil,Serdar Bey'e hediye olarak götürdüğüm Cezerye kutusu..Hepsini aldılar.Daha sonra kapının hemen önündeki X-Ray tarayıcıdan geçtim.Tarayıcının tam hizasında beni tuttular ve ellerimi yanlara falan açtırdılar.Karşıda bekleyen diğer güvenlik bilgisayardan X-Ray görüntüleri izliyordu.
Daha sonra geçebilirsiniz dediler ve beni orada beklemeye aldılar.Girdiğiniz yer çok tuhaf.O işhanında öyle biryeri gidip görmeden inanmanız çok zor biliyorum.Yaklaşık 3 dakika kadar bekledim.Bu arada cezerye kutusunun hediyelik olduğunu söyleyip almak istedim.Onu da özel olarak X-Ray'den geçirip test ettikten sonra verdiler.3 dakikanın sonunda Serdar Bey geldi.Genç,hafif uzun saçlı bir insan.Bu arada bulunduğunuz yer aşırı derecede lüks dizayn edilmiş.Her yerde kameralar var.Ve güvenlik hiç ama hiç gülmüyor.Sürekli asık surat.Kapıların hepsinde ve bazı masaların ön kısmında
http://www.nixcon.com.tr/images/nxlogobb.gif adresindeki Nixcon logosu var.Ve her odada mutlaka bir Türk Bayrağı ve Atatürk resmi var.
Serdar Bey beni toplantı odasına aldı.Toplantı odasında bir adet toplantı masası ve bir beyaz yazı tahtası var.Ha bir de bir iki tane güvenlik kamerası.Toplantı odasında bir kapı daha var.Serdar Bey o kapıyı da açtı.Ben "Ben göreceğimi gördüm gitsem de olur" dedim.Bu şakaydı tabi ama gerçekten o görüntü bile yetiyordu.Diğer kapıdan girdiğimde ise görüntü muhteşemdi.Temsilci görüşme odasına girmiştim.Masanın önündeki koltuğa oturdum ve karşımdaki manzarayı izledim.Karşımda büyük bir kurşun geçirmez cam.Neredeyse duvar yok cam var denilebilir.O büyüklükte bir cam duvar ve hemen arkasında alabildiğine sunucu.Hepsinin önündeki ışıklar yanıp yanıp sönüyor ara ara.Süper bir görüntü oluşuyor.Baktıkça bakası geliyor insanın.
Daha sonra baya sohbet ettik Serdar Bey ile.Hatta benim önümde ns1turkey'nin sahibi ve forumda daha önce deja-vu diye üye olan Uğur Pala'yı aradı.Hem cep telefonundan hem sabit telefonundan aradı ama ulaşamadı.Ulaşsa onu da hemen o anda çağıracaktı.Müsaitse tabi..
Bu arada ben saat kullanmıyorum.Telefonun saati yetiyor.Ama telefonu da girişte aldıkları için saatten bir haberim.Lafa iyi dalmıştık.Bir ara saati sordum Serdar Bey 16:40 dedi.5-10 dk daha sohbet ettikten sonra müsade istedim.Tekrar güvenliğin olduğu yere çıktık.Tüm eşyalarımı tekrar teslim aldım.
Büyük firmaların masa bayrakları vardır.Görmüşsünüzdür mutlaka.Küçük iki tane çubuğa geçirilmiş iki bayrak.Biri Türk bayrağı diğeri de firmanın bayrağı.Binadaki her masada bir ucunda Türk Bayrağı diğer ucunda Nixcon logolu bayrak olan bu araçtan vardı."Şu görüntüyü çok istiyorum" diyerek binbir ricayla bir resim almaya ikna ettim.Biraz uzaktan büyük bir görüntü alayım dedim ama Serdar Bey hemen durdurdu.Makinayı kendisi aldı ve iyice yaklaşıp kendisi çekti.Ama masayı da almaya ikna edebildim.Masayı neden istediğimi tam hatırlamıyorum ama galiba onda da dev bir Nixcon logosu vardı.
Saat 16:55 civarı oradan büyük bir şok geçirmiş şekilde ayrıldım.Daha sonra İstanbul trafiğine takıldım.Saat 17:50'de havaalanına yetiştim ama en geç 30 dk önceden işlem yaptırmam gerekiyormuş.Uçuş hakkımı kaybetmiştim.Ama uçak henüz kalkmadığı için 20 YTL ceza ödeyerek ertesi güne aldırabildim biletimi.
Ondan sonra tekrar Oğuz Bey ile görüştüm.Sarıyer'de bir balık lokantasında boğaza karşı yemek yedik.Daha sonra beni Taksim'deki Golden Age oteline yerleştirdi.Oda no 2305
Daha sonra sabah uyandım.12:00'da otelden çıktım ve 4 saat gezdim.Taksim,Nişantaşı,Şişli,Nişantaşı girişindeki Askeri Müze,İstiklal Caddesi v.s.
Daha sonra sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer misali saat 16:00'da 4 saat sonraki uçağım için yola koyuldum.Biraz oyalandım vakit geçsin diye.Mesela metroya Yenibosna'dan binip 3 dakikada gideceğime Aksaray'dan,ki ilk durak oluyor,bindim ve son durak olan havalimanına yaklaşık yarım saatte ulaştım.
Hemen check-in yaptırarak kendimi sağlama aldım.Hatta manzaralı koltuk bile seçtim..11F